5 Nisan 2016 Salı

Türkiye etnik temele göre kurulmuş bir devlet değildir

Türkiye Cumhuriyetini Kürt etnik temelinde bölerek bir devlet kurmayı hedeflediğini sandığımız terör örgütü ve sempatizanları, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin etnik temelli olduğunu iddia ederlerken içi boş söylemler dışında hangi kriterlere dayanıyorlar?
Cumhuriyetin ilanından sonra devlet iktidarını kullananlarca oluşturulan dayatmacı/jakoben din, tarih ve kültür anlayışını, savunmak mümkün değilse de Viyana Kuşatmasıyla başlayan parçalanma sürecinden "kurtardıkları" vatanı, bir kez daha böldürtmemek için üzerinde yaşayan insanları ve kültürlerini gerçekte var olmayan yeni ve muhayyel/kurgusal (fizik karşılığı olmayan) bir "Türk" kimliği potasında "hizaya sokma" gayreti içinde çalıştıklarını anlamak o kadar zor değildi.
Bu uygulamaların "Türk Etnisitesi ve Milliyetçiği" ile bir ilgisi olmadığını tespit etmek için akıl baliğ ve önyargısız bir tutum içinde olmak yeterli.
Onbirinci çocuğu yeni doğan işsiz Temel'e eşi Fadime, " ...artuk buna bir çözüm bulmamız lazum. Ben bundan sonra salonda yatacağum" deyince, çaresiz Temel, başını öne eğmiş: "eğer faydası olacaksa bende yanuna geleyim" demiş.
Her ne kadar muhatabiyet konusunda bu güne kadar değer atfetmekten kaçındığım; terör örgütünün söyleminden ikna olanlara, fıkra ile analojik ilişki kurmak bağlamında "bir faydası olacaksa, biz de (Türkler olarak etnik temelde) bir devlet kuralım" desek, bu sözdeki hikmeti, tarihin üzerimize yüklediği misyonu, bir kinaye olarak yeterince ifade edebilmiş olur muyuz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sanatçının özgürlüğü

Yeteneklerini icra etmek, sanatçıyı günlük maişetini tedarikten alıkoyduğu için tarih boyunca sanat ve sanatçı, hamilik müessesine ihtiyaç d...