16 Mart 2017 Perşembe

Başkanlık Çeşitlemeleri

Teyemmümün hükmü suyu, kedinin terbiyesi de fareyi görünceye kadardır.
Son referandum tanıtım programının, Avrupa ayağında yaşananlar, "İsviçre'de özgürce her şey söylenebilir" diyerek hava atan İsviçrelileri, yalancı çıkarmak ve depresyona sokmak için küçük bir "Evet" ziyaretinin yeterli olacağını gösteriyor. :)
Sosyal medyada Avrupa'nın tutumuna ilişkin yurdum insanının tepkisel yorumları, bir çeşit "kınadığına dönüşen" bir yapıya evrilmiş durumda.
Türkiye, her ne kadar 90'lı yıllarda ara vermiş olsa da 80'lerden beri her anlamda yeniden inşa halinde. Bu oluşa destek verirsiniz, vermezsiniz, sizin bileceğiniz bir iş. Ancak bu düzeltme hareketinin emperyal bir vizyondan ibaret olduğunu sanmak, bir çok açıdan hatalı olur. Sosyal olaylar, dengeye gelmeden durulmaz. "Evet" ile Türkiye, yeni bir ölçeğe girecektir. Ekonomiden siyasete, dış politikadan insan haklarına toplumsal hayatın bütününde oluşacak yeni dengelerin, zamanın ruhuna uygun bir uzlaşma ile gerçekleştiği zaman kurulacağı kanaatindeyim.

14 Mart 2017 Salı

ÖSYM'de Skandal

Pazar günü yapılan ÖSYM sınavı, sınava geç kalan çok sayıdaki öğrencinin hayatları boyunca etkilenecekleri, belki de bu etkinin ve izlerini taşıyacakları bir travmaya neden oldu. Neymiş? Saat 10.00'da başlayacak sınav için en geç 9:45'te sınav salonunda olmaları gerekiyormuş. Neden peki? Öyle uygun görmüş biri, bunu sınav komisyonuna teklif etmiş. Artık teklif edenin makamından mı, arkasına gizlendiği biri var da onun yüzü suyu hürmetine mi, yoksa "tamam, işte bunu düşünemezler(!)" hinliğinden midir bilinmez, komisyondan geçen bu teklif, uygulama alanı bulmuş. Oysa işinin bir parçası üretim olan herkes bilir ki, insanlar, kendilerine tanınan imkanları, ek süreleri sonuna kadar kullanmak eğilimindedirler. O zaman sormak gerekir, genişletemiyorsan bırak, daraltmak neden? Tedbir(!), sonuçları itibariyle toplumsal barışı bozuyor, gençleri psikolojik şiddete maruz bırakıyor da olumlu hangi toplumsal ihtiyacı karşılıyor? İşte tam burada ortaya çıkıyor, bürokrasinin çirkin yüzü!
Fetönün eğitim, hukuk, emniyet ve mali alanlardaki uygulamaları, bürokrasimizde çok ciddi güvenlik sorunlarına yol açtı. Artık bürokratlarımız, olan biten her şeyden kuşkulanır oldular. Geçen gün, alim çakması Gülen'in önemsiz bir kitabını evinde bulundurduğu için suçlanan, evet yalnızca bunun için Fetöye üye olmakla suçlanan adamın haberini dinledim radyodan. Artık suçlama makamı ne düşündüyse basit bir kitabı (adı, fikir atlası olabilir) bulunduran şahsın, bu kitaba kutsal kitap muamelesi yaptığını mı düşündü, kim bilir? (Korku ve kuşkular, zihinlerde insanlar tarafından üretilir.)
Sürekli -aşırı- tehdit altında hissetmek, insanın hareket alanını, özgürlüğünü kısıtlayacak tedbirler almasına yol açar. Ayrıca bu durum, insanın psikolojik zeminini ele geçirirse sonu ilaç kullanmayla biten önce psikolojik sonra da fiziksel bir çok kronik hastalığa yol açar. Her an yeni bir tehlike ile karşılaşma, yeni bir kazık yeme kuşkusu, hayatı çekilmez kılan pek çok tedbirin alınmasını meşrulaştırır. Paranoyak olmuş bu şahsı tenkit etmek de zorlaşır. Zira kendisi, vatanı kurtarmakta, millet için çalışmaktadır.(!)
Valla ben muhayyel bir bürokrata hele de ruh hastasıysa gıyabında zılgıt çekemem. Kimseye bir faydası olmaz çünkü. Herkesin bir astı, üstü var. Ast'ının uygulamalarından üst'ü de mesüldür. Milleti kontrol ettiğiniz kadar ekip arkadaşlarınızı da kontrol edin kardeşim, herkes etsin. Nükleer tesise giren ziyaretçi ile ÖSYM sınavına giren öğrencinin kamusal güvenlik tehdit potansiyeli bir midir, Allah aşkına? Makul olun, abartmayın.
Hayat, bilgisayar simülasyonu değil. Her şeyi kontrol etme, yönetme ihtirasından vaz geçin, zaten sizi hasta yapan da bu ihtiras. Öyle bir dünya yok. Bizler, Tanrı değiliz, her şeyi kontrol edemeyiz. Tedbir almakla mükellefiz.
Zaten makul insanlar olsaydınız, aldığınız tedbirlerle gerçek suçluları, haksızları değil kaderin cilvesi bir nedenle geç kalmış veya tehdit eşiği düşük, geniş dediğimiz ya da takıntılı insanları yakaladığınızı anlar, yaptığınız hatadan dönmüş olurdunuz. Fetö gibi taammüden pislik yapmaya and içmiş teröristler, sizin tedbirlerinize karşı sofistike stratejiler geliştiriyorlar, yoksa onlar mı hayatlarının en önemli sınavına bir dakika geç kalarak kamu vicdanında kanamaya yol açanlar(!)
Yetkilerini "dostlar, alış verişte görsün" kapsamında kullananlara bu yetkileri verenlerin bir kadro değişimine gitmeleri için mağdur edilen bu gençlerin gözyaşlarının yeterli olduğu kanaatindeyim.

Sanatçının özgürlüğü

Yeteneklerini icra etmek, sanatçıyı günlük maişetini tedarikten alıkoyduğu için tarih boyunca sanat ve sanatçı, hamilik müessesine ihtiyaç d...