6 Haziran 2020 Cumartesi

Yabancı fonların kazıktan hoşlanması hakkında

Bakış açımızı değiştirelim: Parasını nemalandırmak üzere ülkemize gelen fonların çektiği nedir? Normal koşullara endeksli normak zamanların devlet tahvili, hazine bonosu, hisse senedinde makul kar beklentileriyle değerlendirilip tam biraz para yapmışken fırlayan kurun etkisiyle öncelikle karını, hatta belki daha fazlasını eritip kaybediyor ve anapara (döviz) cinsinden zarar yazmasına neden oluyor.
Ekonomi yönetiminin spekülasyon yapılamasın diye aldığı kararlar, yatırımcının hedge yapma mitini önlüyor; kim bilir belki yabancı yatırımcının ürkmesine (ne demekse artık) yol açıyor.
Türkiye son yedi yılda bu tip atakları nerdeyse her yıl yaşıyor. Bir yıl zarar yazan yabancı fon temsilcisi ertesi yıl hiç bir şey olmamış gibi güle oynaya zarar gördüğü piyasaya yeniden geliyor. Bu durumda ya her yıl yönettiği, tacize uğramamış farklı bir fonu cebren Türkiye'ye sokup görev ifa ediyor ya da zarar edenin malını satın alan ile satan arasında organik bir bağ var. Yoksa bu zararı bir profesyonel nasıl izah edebilir?

Sanatçının özgürlüğü

Yeteneklerini icra etmek, sanatçıyı günlük maişetini tedarikten alıkoyduğu için tarih boyunca sanat ve sanatçı, hamilik müessesine ihtiyaç d...