24 Aralık 2015 Perşembe

Sina Akşin'den "İlginç bir hikaye"

"...Size ilginç bir hikaye anlatayım. UNESCO'nun İnsanlık Tarihi adlı kültür ve bilim odaklı, yedi ciltlik büyük bir çalışması var. Halil İnalcık Türkiye'yi temsil etmiş. O bana devretti görevi. Çıkacak olan konuları bana gönderiyorlardı, ben de bakıyordum. Türk tarihçisi olarak, yanlış ve haksız olan ve bilhassa Türkiye bakımından sakıncalı olabilecek şeylere bakıyordum. Dışişleri Bakanlığı bana "20.yüzyılla ilgili yedinci cilt basılacak, bir kez daha bakar mısınız? dedi. Bakayım dedim. Bir de baktım ki, Türkiye yazısını Paris'te Doğu Dilleri okulunda çalışan Suriye kökenli bir kişi yazmış. Türkçe de biliyor. Timour Muhidine adlı bir kişi. O da Atatürksüz bir Türkiye tarihi yazmış. 20.yüzyıl Türkiye'sinin kültür ve bilim tarihi ama Atatürk yok. Bu yazıyı okuyunca ben "olmaz" dedim. Çünkü Sovyet Devriminden söz etmeden nasıl 20.yüzyıl Rusya tarihi yazılamazsa Atatürk'ten söz etmeden Türkiye'nin bilim ve kültür tarihi yazılamaz. Ama dediler "Sen o yazıyı onaylamış, imzalamışsın." Hakikaten ben boş bulunmuşum ve imzalamışım. Onun üzerine "imzalamış olabilirim ama yanlış yanlıştır ve UNESCO için bir ayıptır"dedim. Tabii, ortalık birbirine girdi. Dışişleri Bakanlığı'na, "Ben en kısa zamanda uygun bir yazı yazabilirim" dedim. Yazdım yazıyı. UNESCO'daki editörler Muhidine'nin yazısını kaldırmamışlar, benimkini onun yanına koymuşlar. Tabii bu olay Atatürk ve devrimine karşı düşmanlığın hangi ölçülere vardığını ve ne denli yayılmış olduğunu gösteren ilginç bir olay bence. Onlara bir ders oldu."

Tarihin Deltasına Yolculuk, "Sina Akşin Kitabı", İş Bankası Yayınları, sh.290

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sanatçının özgürlüğü

Yeteneklerini icra etmek, sanatçıyı günlük maişetini tedarikten alıkoyduğu için tarih boyunca sanat ve sanatçı, hamilik müessesine ihtiyaç d...