25 Şubat 2018 Pazar

Abdülhamit ve Tayyip Erdoğan

Abdülhamit dönemi uzmanı bir tarihçi, "Cumhurbaşkanı ile Abdülhamit arasında benzerlik kurulması, zorlama bir ilişki, dönemin koşulları başka" diyor.
Abdülhamit ile mücadele eden yerli unsurlar, devletin dönemsel problemlerinin anayasanın kabulü ile düzeleceğine samimi olarak iman etmiş, büyük resimdeki parçalanma tehditlerini göz ardı edip anayasanın dokunduğu her şey gibi ona da şifa olacağını savunuyorlardı.
"Tayyip gitsin de ne olursa olsun" ile "Anayasa gelince her şey daha güzel olacak" söylemleri arasındaki analoji (benzerlik), ilave bir izahtan varestedir.
Hoca, uzmanlık alanında olmasına rağmen iki dönem ve iki şahıs arasındaki benzerliklerin üzerinde durulmasını ideolojik buluyor. Ancak Hocanın soyutlama yeteneği, benzerliği kavrayamıyor diye aklımızı inkar edecek değiliz.
Daha bugün gördüm; Avrupa menşeili sıradan bir web sitesinde Afşin harekatı, "Kasımpaşalı bir adamın kişisel tercihi" olarak yansıtılıyor. Neyi konuşuyoruz?
Hoca ve onun gibilerin akademik camia ile olan uyumlanma süreci, üniversitelerdeki hegamonik tahakkümü ortaya koyması bakımından ayrıca anlamlı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sanatçının özgürlüğü

Yeteneklerini icra etmek, sanatçıyı günlük maişetini tedarikten alıkoyduğu için tarih boyunca sanat ve sanatçı, hamilik müessesine ihtiyaç d...