11 Ağustos 2014 Pazartesi

İsrail Devletinin son Gazze saldırısının Düşündürdükleri

Temmuz-Ağustos 2014 döneminde; Gazze de yaşananları, bir Yahudi-Müslüman çatışması gibi göstermek yanıltıcıdır. Evet bu insanlık dramına toplumsal meşruiyet kazandırmak için dinsel kavramların kullanılması büyük yarar sağlıyor ve pratikte yaşanan çatışma, gerçeğin çarpıtılması sonucu, dar bir bakış açısıyla böyle de özetlenebilir. Ama bu yorum, İsrail’i an/dönem itibariyle yöneten hükümet ile Gazze yönetiminin varlıklarına güç ve meşruiyet sağlayan yandaş  bir yorumdur ve Gazze’de olan biteni açıklamaktan uzaktır. 

Vucudun bir saldırı anında kortizol salgılayıp bağışıklık sistemini devre dışı bırakması ve bütün enerjiyi savunma organlarına tahsis etmesi gibi başarısız hükümetler, fiktif düşmanlar yaratıp toplumu bu düşman fikri etrafında kenetleyip birlik beraberlik ruhunu geliştirmeyi ve ülkenin kaynaklarını savunma harcamalarına yoğunlaştırmayı iyi beceriyorlar. Tam bir 1984 romanı ruhu. 

Nasılki, Türklerle Yunanlılar bir zamanlar söylendiği gibi can düşmanı değildilerse, bugünkü araplarla israil toplumu da gerçek bir düşman ikilisi oluşturmuyorlar, bu denklem özü itibariyle kurgusal ve dolayısı ile algısal nitelikli. Ancak zaman acıları perçinliyor ve kalıcı hale getiriyor. Toplumlar arasında gerçekte var olmayan düşmanlık, devlet kurumları tarafından istihdam ediliyor, kurumsallaştırılıyor ve böylelikle geleceğe taşınıyor. Tehlike, uçucu olanın giderek katılaşması ve vücut bularak yahudi, arap gibi daha temel kimlikleri varoluş tehdidine uğratması ihtimalidir. 

Çocuklar ölmesin. Ölme konusunda yetişkinle çocuk arasında bir ayrım yapmanın mantığını anlayamıyorum. Bombalar da anlamıyor zaten. Tüm ayrımları ortadan kaldırıp önüne geleni kucaklıyor, öldürüyor.

Yetiskinler dunyaya gelmelerinde sorumlu olduklari cocuklari korumak icin akilli olsun. “Akıllı olmak” çok açıklayıcı değil. Gazze’de yaşıyorsanız o bombaları etki alanınızdan bireysel olarak uzaklaştırmanız mümkün değil.  “Çok akıllıydı ama bu sefer yeterince hızlı koşup kaçamadı, öldü.” Akıllı olmak, seçimlerini doğru yap: “ya ülkeyi terk et” ya da “güçlü olana itaat et” anlamları dışında onaylayabileceğimiz somut bir başka anlam daha taşır mı? Çocuklarını korumak isteyen yetişkinlerden etki alanında yapabilecekleri şeyler isterken sormamız gerekmiyor mu: Bombayı atanın hiç mi kabahati yok!

Gecede onbes defa sirenle kalkan israelli bebek kolu bacagi kopmus gazzeli cocuk her sey bittikten sonra travma ve eksikliklerini ölene dek tasiyan zedelenmis yetiskinler olacak. Olmasin. Çok haklı. 11 yaşına kadar çocuk gelişiminde oluşan bireysel altyapı, bir ömür boyu kalıcı etkiler bırakıyor. Bu anlamda her iki toplum da önemsenecek derecede hem mevcut hem de potansiyel hasarlarla malul. 1980’den beri İsrail’i yöneten insanlar, kendi yarattıkları sonuçlarla yüzleşiyorlar bugün.

 Herkes kendi cocugundan sorumlu.cocuklari oldurulurken ateskes istemeyen taraf bundan nasil sikayet edebilir?? Her ne kadar “çocuğu öldürülürken barış istemeyen taraf” genellemesi toplumu temsil etmekten uzak olsa da bunu diyen adamın yıllardır o bölgede yaşadığı gerçeğinden yola çıkarak kendi travmasını içselleştirdiğini ve sizden ve benden farklı algı ve tepki/reflekslere sahip biri olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.  Artık onun ne söylediğinin bir önemi olduğunu sanmıyorum, konuşan 8-9 yaşlarında travma geçmişi olan  bir çocuğun ergin sesidir ve söylediklerini yapacak kudretten yoksundur.  Oysa “karşı kıyıda” erken yaşlarda edindiği travmatik refleksler yüzünden “Ansızın parlayan keklikleri jandarma baskını sanıp / Apansız silahına davranan”, kudret sahibi yetişkinlere kim, nasıl müdehale edecek?

Yıllar geçiyor ve oradaki çatışmalar, barışa evrilmesi gerektiği halde tam tersine şiddet sarmalına hizmet ediyor. Ben oralarda barış olacağına dair bir ümit taşımıyorum. Bu iş öldürmekle de bitirilemez. Kortizol metaforu önemliydi. Kortizol devrede olduğunda normalleşme olmaz, enerji akılda değil kol ve bacaklardadır çünkü. Bağışıklık sistemi bu dönemde devre dışı kaldığından süreç uzadıkça iç organlar da zarar görür. Metafor çalışıyor…

Çatışmanın barışa evrilmesi için, dönem itibariyle saldırgan taraf olan israil hükümetinde yer alan ekibin tasfiye edilerek gerçekleştirdikleri her türlü eylemden ötürü reddi miras yapılması, Filistin tarafından özür dilenerek başta Gazze olmak üzere Filistin'in hem madden hem de manen tamamının yaralarını sarmak üzere harekete geçilmelidir. Bunun öznesi israil halkıdır. Ancak bu tavır, Filistin'de büyüyen travmayı eyleme geçmeden durdurabilir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sanatçının özgürlüğü

Yeteneklerini icra etmek, sanatçıyı günlük maişetini tedarikten alıkoyduğu için tarih boyunca sanat ve sanatçı, hamilik müessesine ihtiyaç d...