9 Ağustos 2019 Cuma

Konut Finansmanını eleştirirken yanlışa düşenlerin eleştirisi

Dünya Gazetesi köşe yazarı Alaaddin AKTAŞ, 9 Ağustos 2019 tarihli yazısında kamu bankalarınca %0,99'a düşürülen konut faizlerini hakkında büyük oranda alıntı içeren bir yazı kaleme almış.
Konut işinin ne satıcısı, ne de banka kısmının bir tarafı olmamak hasebiyle tarafsızlık ilkesini sağlamış biri olarak yazıya ilişkin eleştirilerimi kalıcı kılmak istedim:
Yazar, takdim öncesinde kendi fikri ile giriş yaparak;
Bankaların yüksek faiz ile topladığı mevduatlarını, ucuz faiz ile kullandırdığını; dolayısı ile emirin demiri kesme durumu ile karşı karşıya olduğumuzu ifade ediyor.
Arkasından, ODTÜ İşletme Öğretim üyesi Dr. Can Pamir'in bir yazısından beyanla;
Türkiye Cumhuriyeti'nin 10 yıllık tahvili bileşik faiz getirisinin %15,5 olduğunu beyanla konut kredilerinde yıllık ulaşılan %12,6'nın düşük olduğu, bu düşüklüğün emirle sağlandığı, son söz olarak ta bilimle inatlaşanın bilimin altında kalacağı öngörüsü yer alıyor.
Pamir, devletin ülke içinde temerrüt riski en düşük borçlanıcı olmak nedeniyle kamu borçlanma faizinin içinde olması gereken risk priminin de mevcutların içinde en düşük olması gerekirken bunun böyle olmadığı,
Banka kredisindeki alacağın zaman içinde ortaya çıkabilecek her türlü riske karşı duyarsız olması hasebiyle yüksek bir risk primi içermesi gerekirken, devlet tahvilinden ucuz olmasını belirterek özetle;
"-Ödenememe riski devlet tahvilinin ödenememe riskinden çok daha fazla olan;
-Devlet tahvilinden çok daha zor nakde çevrilebilen;
-En uzun devlet tahvilinden bile uzun vadeli olan konut kredisinde daha düşük krediye razı olmak (faiz istemek) evrensel finans biliminin bütün çıkarımları ile terstir, finans bilimi ile inatlaşmak demektir."
Analizin tamamı, özetle bu. Bir akademisyen için eksikler var tabloda. Bu eksikler, analizi de topal kılıyor, güvenirliğini ortadan kaldırıyor.
Birinci eksik, faiz oranlarındaki değişim daha bir kaç gün önce meydana geldi. Kamu bankaları, piyasa yapıcı olmaları hasebiyle devleti yöneten iktidarın yönlendirmesi (emirin demiri kesmesi) suretiyle hızlı davranıp faiz indiriminde ön aldılar. Elbette tahvil piyasasında geçerli faiz oranları da yakın bir vadede kendisini güncelleyecek. Henüz bu gerçekleşmeden yapılan analiz, hiperaktif bir karakter taşımakta ve tarafsızlık ilkesine uyulmadığını ortaya koymaktadır.
İkinci husus, pahalı mevduatın ucuz kullanılarak Bankalara zarar ettirilmesi iddiasıdır ki o mevduat ile o kullanımın gerçekleşeceğini düşünmek, en hafif tabirle muhaldir. 
Kullanım faiz oranları, gelecek beklentisinin bir sonucu olarak tespit edilir. Gelecekteki mevduat faiz beklentileri de doğal olarak bundan etkilenecektir. 
Bütün yatırımcıların portföy mantığı ile yatırım yapmalarının beklendiği bir atmosferde bankanın bu plasman (kullanım) da bulunsun kullanımlarımın arasında demesinden daha doğal ne olabilir. Ancak banka plasmanlarının önemli bir kısmının konut finansmanına yönlendirildiği şeklindeki çarpıtılmış algı, bankaların finansman ilkeleri dışında emirle iş yapmaları sonucu finans bilimi ile inatlaşma biçiminde biçiminde yorumlanabilir. Yanlış bir değerlendirmedir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sanatçının özgürlüğü

Yeteneklerini icra etmek, sanatçıyı günlük maişetini tedarikten alıkoyduğu için tarih boyunca sanat ve sanatçı, hamilik müessesine ihtiyaç d...