3 Ocak 2015 Cumartesi

Morisco'lar

İbnü’l-Ahmer olarak bilinen Muhammed b. Yusuf, Gırnata’da 1238’de ‘emîrü’l-müslimîn’ unvanı ve ‘Gâlib-Billâh’ lakabıyla biat alıp Nasrîler hanedanını kurdu. Endülüs’te Müslümanların hâkimiyetindeki son devlet olan ve yaklaşık 250 yıl hüküm süren Nasrîler, kurucusuna ve kurulduğu yere nispetle Gırnata Benî Ahmer Devleti adıyla da anılır.

25 Ekim 1491 tarihli antlaşma gereği İspanyollar 3 Ocak 1492’de Gırnata’ya girdiler. Böylece Müslümanların Endülüs’teki son bağımsız devleti ortadan kalktı.
1492’de Nasrîlerin yıkılmasından sonra Hıristiyan krallıkların hâkimiyetinde yaşayan Müslümanlar için İspanyolca Müslüman anlamındaki ‘morisko’ tabiri kullanılmaktadır.

Başpiskopos Talavera, kendisini yumuşak bir şekilde Müslümanlara Hıristiyanlık inancını anlatmaya adamıştı. Bir başka din adamı Jimenez, izleyen dönemde Müslümanların sürgün edilmeleri ya da Hıristiyan olmayı kabul etmeleri fikrini dönemin idarecilerine benimsetti. Moriskolar üzerindeki baskısını günden güne artıran Kastilya, 1567’de çıkardığı kanunlarla moriskoların Arapça konuşmalarını yasaklamış, Cuma ve bayram günleri evlerin kapılarının açık olma zorunluluğu getirilmiş, çocukların Hıristiyan okullarına gönderilme mecburiyeti getirilmişti. Bunun sonucu olarak Müslümanların en ciddi isyanı 1568-1570 yılları arasında Granada’da görüldü. Alpujarras İsyanı olarak bilinen isyan şiddetle bastırıldı. Osmanlı kuvvetlerinin bu yıllarda İspanya kıyılarını vurması ve İspanya karşısında Osmanlı-Fransız ittifakının oluşturulmaya çalışılması da İspanyol krallıkları tedirgin ediyordu. Uzun yıllardan beri morisko meselesiyle uğraşan İspanyol krallıklar, bir türlü üstesinden gelemedikleri bu meselede kesin çözümün moriskoların sürgün edilmesi yoluyla olacağı fikrine vardılar.
Nihayet bu fikir uygulamaya konuldu. III. Philip döneminde (1598-1621) moriskoların tamamen sürgün edilmeleri için peş peşe fermanlar yayınlandı. 1609 yılında Valencia’nın yayınladığı bir sürgün fermanında, moriskoların üç gün içinde krallık topraklarından ayrılmalarını öngörüyordu.
1609-1614 yılları arasında İspanyol krallıklarının topraklarında yaşayan yüz binlerce morisko sürgün olarak topraklarından ayrıldı. Bu sayının 600 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Moriskoların bazıları kraliyet gemileriyle, bazıları ise kendi kiraladıkları yelkenlilerle Kuzey Afrika’ya geçtiler. 1614 yılından sonra da İspanyol krallıklarında kimliklerini gizleyerek yaşamaya devam eden moriskoların varlığı da bilinmektedir. Zamanla sayıları azalsa da, İspanyol belgelerinin verdiği bilgilerden moriskoların XVIII. yüzyılın sonuna kadar Kastilya’da gizlice yaşamaya devam ettikleri anlaşılmaktadır.
Endülüs Müslümanlarının Kuzey Afrika’ya Göçü ve Osmanlı Yardımı
II. Bayezid, Papalık, Kastilya ve Aragon’a elçiler göndererek diplomatik yolla durumun önüne geçmeye çalıştı. Ayrıca 1487 yılında Kemal Reis’in başında olduğu Osmanlı donanması İspanya kıyılarını vurdu. Fakat gerek Osmanlı’nın o dönemde Endülüs’e yardım ulaştıracak seviyede deniz gücüne sahip bulunmayışı ve gerekse Cem Sultan meselesinin Osmanlı’yı meşgul ediyor oluşu, istenen seviyede yardımın Endülüs’e gönderilmesine engel olmuştur.
1502’de Sultan II. Bayezid’in huzuruna çıkan Endülüslü elçi, İspanyolların Endülüs Müslümanlarına yaptıkları zulümleri anlatan bir ağıt sundu. Bunun üzerine 1505 yılında Kemal Reis’in başında bulunduğu donanma yeniden gönderilerek İspanya kıyıları vuruldu. Bu sefer dönüşünde Kemal Reis çok sayıda moriskoyu Kuzey Afrika ve İstanbul’a taşıdı. Bununla birlikte Osmanlı’nın Endülüs Müslümanlarına daha büyük yardımı, Osmanlı hizmetindeki Hayreddin (kızıl sakallı oluşundan İspanyollar tarafından “Barbaros” olarak adlandırılan) ile olmuştur. Onun 1529 yılında 70.000 moriskoyu Cezayir’e naklettiği bilinmektedir. Barbaros Hayreddin Paşa’nın bu yardımları dolayısıyla moriskolar 1541’de Kanuni Sultan Süleyman’a gönderdikleri bir mektupla teşekkürlerini bildirmişlerdir.
Fransa üzerinden Avrupa’nın çeşitli bölgelerine yerleşmiş olan moriskoların Osmanlı topraklarına ve Kuzey Afrika’ya yerleştirilmesi için de gayret edildi. Özellikle I. Ahmed zamanında elçiler gönderilerek Fransa ve Venedik’teki moriskoların güvenli bir şekilde İslâm topraklarına taşınmaları sağlandı. İstanbul, Selanik, Bursa, Adana ve Anadolu’nun diğer şehirlerine yerleştirildiler. Moriskoların yerleştikleri bölgelerin idarecilerine fermanlar gönderilerek beş sene boyunca moriskolardan vergi alınmaması emri gönderildi.

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sanatçının özgürlüğü

Yeteneklerini icra etmek, sanatçıyı günlük maişetini tedarikten alıkoyduğu için tarih boyunca sanat ve sanatçı, hamilik müessesine ihtiyaç d...