26 Aralık 2017 Salı

Taşeron işçiliği ve Neoliberalizm

Hayatın akışı ve pratikle yüzleşme, teoride sıkı duran pek çok iyi niyetli düşüncenin uygulama aşamasında ciddi sorunlara neden olduğunu gösteriyor.
Yeryüzünde sınıfsız bir toplum yaratma, dolayısı ile cennet kurma fikrinin peşinde örgütlenen sosyalistler, Sovyetler Birliği ve Demirperde ülkelerinin uygulamaları sonucu, hayatı yaşanılmaz kılan pek çok ağır düşünsel ve pratik yaralar aldılar.
Benzer şekilde 80'lerden itibaren yükselen neoliberal düşünce, hukuki düzenlemelerin hayatın hızına yetişememesi nedeniyle toplumsal kaynakların yeniden dağıtımında kamu vicdanını yaralayan pek çok örneğin yaşanmasına neden oldu.
Devletin görece küçültülmesini öneren neoliberal yaklaşımın uygulamada problemleri çözmek yerine genellikle görüş alanından çıkardığını, halının altına süpürdüğünü görüyoruz.
Taşeron işçiliği uygulaması, bu kötü yönetim örneklerinden biridir. Devlet memurları, 1930'ların hukuksal düzenlemeleri sonucu performans ilkesinden muaf olunca kamu sektöründe verimlilik en aza inmiş, toplumsal şikayetler ise tavan yapmıştı.

1980'lerin neoliberal politikasının mottosu, devletin küçültülmesi sivil toplumun gelişmesiydi. Bir hareketin motivasyonu kendi içinden gelmiyorsa orada beklenen verim gerçekleşmiyor.
Kadroya geçene kadar iş, yetenek, performans, iş ahlakı konularında her türlü taahhüdü veren işçi adayımız, isteği gerçekleşince kısa sürede yerleşik kültüre uyum sağlıyor; hedef, işe girmek olduğundan işe girdikten sonra bütün motivasyonunu kaybediyordu. Tabi ki istisnalar var.
Kamu kurumunun ana faaliyet alanı dışındaki güvenlik, temizlik, ulaşım gibi hizmetlerin kurum dışından sağlanabileceğine ilişkin düzenleme çıktıktan sonra tedricen kurumların asli personel sayısı donuyor ve büyüyen iş hacmine karşılık artmıyordu. İşte verimlilik harikası.
ABD'nin yurt dışı tüm askeri operasyonlarını özelleştirmesi ve güvenlik şirketlerine ihale etmesi, aşırı bir örnek olarak halen geçerliliğini sürdürmektedir.
Kamu ihale kurumunun işçilik ihalelerinde kıdem tazminatını bir gider unsuru olarak yaklaşık maliyetin içine koymuyor oluşu, gerçek bir hakkın gözlerini kapamak suretiyle yokmuş muamelesi görmesine güzel bir örnektir.
İşin sürekliliğinde yılı tamamlamayarak kusur meydana getirmek, iş hukukunu bypass etmek. Buradan huzur, barış, esenlik, kul hakkı çıkar mı? Yanlış hesap Bağdat'tan döner, döndü de nitekim tamam da; bu şekilde bir yanlışı düzeltiyoruz, temel sorunu çözmüş olmuyoruz;
İşçinin işini yapma anlamında işine sahip çıkmasını, iç motivasyon taşımasını, işçinin verimliliğini hangi model ya da yöntemlerle artıracağız, sırada ne var?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sanatçının özgürlüğü

Yeteneklerini icra etmek, sanatçıyı günlük maişetini tedarikten alıkoyduğu için tarih boyunca sanat ve sanatçı, hamilik müessesine ihtiyaç d...