"Fakirlik, hastalık, yalnızlık, depresyon, kıskançlık, istismar, acı, yergi gibi insanı mutsuz eden şeylerin yokluğu halinde mutlu olmayız. Mutsuzluk veren şeylere odaklanmak garip bir şekilde daha çok üzüntü getirir.
Mutlu olmak için bir tek şeye, sevgiye ihtiyacımız vardır. Çocuğun doğumu, eşinin bakışı, anne babanın gülümsemesi hep sevgidir. Çocuklar genellikle mutludur, çünkü herkesi severler, herkes de onları sever.
Mutluluğun geniş kapsamlı olması için aldığımız kadar ...sevgi vermeliyiz. Bunun en iyi örneği, anne ve çocuk arasındaki aşkın sevgidir. Anneler, sevgileriyle bir bensizlik durumuna erişirler. Kendisi ile çocuk arasında hiçbir sınır hissetmez ve çocuğun duygularını kendisininmiş gibi tecrübe ederler.
Ne kadar sevgi verirsen karşılığında o kadar sevgi görürsün. Ne kadar sevgi görürsen, o kadar mutlu hissedersin. Bu davranış biçimi helezonik karakterlidir: sarıp sarmayalan ve ileriye doğru giden...
Duygular, şaşırtıcı bir şekilde kollektif bir nitelik taşır. Beynimiz tam da bu yüzden tecrübe ettiğimiz ve düşündüğümüz şeylere aynı tepkiyi verir. İyi hissettiren bir film, depresif bir şarkı, gözyaşlarına boğan bir kitap... Bunların hepsi kurgusal olaylara verilen gerçek tepkilerdir.
Ihtiyacımız olan, kurgusal karakterler yerine gerçek insanlarla bağlantılar kurmaktır. Kişisel çıkardan bağımsız olarak başkalarının refahını önemsemek gerekir. "
Ray Clements'in Zor isimli kitabından derledim.
mutluluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mutluluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
13 Temmuz 2016 Çarşamba
5 Kasım 2015 Perşembe
Marilyn Atkinson'dan mutluluğun ipuçları
Ericsson Enstitüsü Başkanı Marilyn Atkinson'dan mutluluğun ipuçları
Mutluluk, iki temel üzerine kuruludur: Biri denge, diğeri esneklik.
Yaşamdan keyif aldığını ve mutlu olduğunu söyleyen, bunu ifade eden insanları incelediğimizde, gününün bir kısmını fizikselliklerini yaşamaya ayıran insanlar olduklarını gördük.
Bedenlerini koruyorlar ve formda tutmaya çalışıyorlar.
Günlerinin bir kısmını öğrenmeye ayırıyorlar. Özellikle hayalleri ile hedefleri etrafında çalışıyorlar. Üçüncü olarak içtenlikle diğer insanlarla gerçekten güçlü bir deneyimi paylaşabilecek anlar yaratmak üzere yaşıyorlar. Mutlu insanların sırrı, o anda yaşamayı başarıyor olmalarıdır. Bu yüzden, onlarla birlikte olan insanlar da bu mutluluğu yaşıyorlar.
Son olarak ise gün içinde harcadıkları zamanın bir bölümünü de, katkı sağlamaya yönelik değerlendiriyorlar.
Yaşamda iz bırakan, fark yaratacak bir alanı seçmiş olmaları ve bu alanda da bir şeyler yapıyor olmaları, onların mutlu olmalarını sağlıyor. gerçek anlamda, "ben yaşamımda mutluyum" diyebilen insanların yaşamını incelediğimizde, bu dört alanın hepsine bir gün içerisinde zaman ayırdıklarını görüyorsunuz.
Hangi konuda çalışıyorsak çalışalım, istediğimiz şeylere ulaşabilme yetimizi ve bununla birlikte yaratıcılık potansiyelimizi harekete geçirmiş oluyoruz. Aynı zamanda da yaşamımızı başkaları için bir farklılık, bir değer yarattığını deneyimlemeye ihtiyacımız var. Bu böylece uzun vadeli katkıyı da getiriyor.
Kişi, yaşamın bu dört alanından hangisine daha çok odaklandığını fark ediyorsa, diğer az odaklandığı alanların yollarını aramalı. Bunun için düşünme sistemini koçlukla birlikte geliştirebilir. Bu, az önce mutluluğu tanımlarken sözünü ettiğim dengeyi oluşturabilir ve bu bir davranışa dönüşür. Koçların görevi de, insanların bu davranışlarını geliştirmesine ve adeta ışıldayarak ortaya çıkmasına katkı sağlamaktır.
Kolejliler Dergisi, Temmuz 2008, sh.44
http://www.ericksontr.com/wp-content/upload/kolejliler-temmuz-08-dr-marilyn-atkinson-roportaji.pdf
Mutluluk, iki temel üzerine kuruludur: Biri denge, diğeri esneklik.
Yaşamdan keyif aldığını ve mutlu olduğunu söyleyen, bunu ifade eden insanları incelediğimizde, gününün bir kısmını fizikselliklerini yaşamaya ayıran insanlar olduklarını gördük.
Bedenlerini koruyorlar ve formda tutmaya çalışıyorlar.
Günlerinin bir kısmını öğrenmeye ayırıyorlar. Özellikle hayalleri ile hedefleri etrafında çalışıyorlar. Üçüncü olarak içtenlikle diğer insanlarla gerçekten güçlü bir deneyimi paylaşabilecek anlar yaratmak üzere yaşıyorlar. Mutlu insanların sırrı, o anda yaşamayı başarıyor olmalarıdır. Bu yüzden, onlarla birlikte olan insanlar da bu mutluluğu yaşıyorlar.
Son olarak ise gün içinde harcadıkları zamanın bir bölümünü de, katkı sağlamaya yönelik değerlendiriyorlar.
Yaşamda iz bırakan, fark yaratacak bir alanı seçmiş olmaları ve bu alanda da bir şeyler yapıyor olmaları, onların mutlu olmalarını sağlıyor. gerçek anlamda, "ben yaşamımda mutluyum" diyebilen insanların yaşamını incelediğimizde, bu dört alanın hepsine bir gün içerisinde zaman ayırdıklarını görüyorsunuz.
Hangi konuda çalışıyorsak çalışalım, istediğimiz şeylere ulaşabilme yetimizi ve bununla birlikte yaratıcılık potansiyelimizi harekete geçirmiş oluyoruz. Aynı zamanda da yaşamımızı başkaları için bir farklılık, bir değer yarattığını deneyimlemeye ihtiyacımız var. Bu böylece uzun vadeli katkıyı da getiriyor.
Kişi, yaşamın bu dört alanından hangisine daha çok odaklandığını fark ediyorsa, diğer az odaklandığı alanların yollarını aramalı. Bunun için düşünme sistemini koçlukla birlikte geliştirebilir. Bu, az önce mutluluğu tanımlarken sözünü ettiğim dengeyi oluşturabilir ve bu bir davranışa dönüşür. Koçların görevi de, insanların bu davranışlarını geliştirmesine ve adeta ışıldayarak ortaya çıkmasına katkı sağlamaktır.
Kolejliler Dergisi, Temmuz 2008, sh.44
http://www.ericksontr.com/wp-content/upload/kolejliler-temmuz-08-dr-marilyn-atkinson-roportaji.pdf
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Sanatçının özgürlüğü
Yeteneklerini icra etmek, sanatçıyı günlük maişetini tedarikten alıkoyduğu için tarih boyunca sanat ve sanatçı, hamilik müessesine ihtiyaç d...
-
Orospu Çocuğu ifadesi, bugün yaygın olarak küfür maksatlı kullanılıyor: İtham edilen kişinin annesi, değersizleştirerek kişinin kendisinin d...
-
1- Nesrin Sipahi > Endülüste Raks 2- Müslüm Gürses > Sessiz Gemi 3- Gönül Aköz > Körfezdeki Dalgın Suya Bir Ba...
-
Kişisel Gelişim konusuna ilgi duyan okuyucu kitlesinin bir kısmının merakla beklediği Metin Hara ‘ya ait “ Aşkın İstilası, Yol” isimli kita...