17 Aralık 2017 Pazar

Avusturya Hakkında

Avusturya'da yeni kurulan hükümetin programında Türkiye'nin AB süreci ile ilgili dışlayıcı bir politika izleyeceğine dair beyanlar yer aldı. Haliyle Türk Dışişleri ile Başmüzakereci Ömer Çelik, protesto niteliğinde açıklayıcı yazılı beyanlarda bulundular.
Dikkatinizi Avusturya'nın davranışına çekmek istiyorum.
Küçücük Avusturya'nın bizimle ne alıp vermediği olabilir?
Tarihin bir işlevi de içinde doğduğumuz toplumun, dost ve düşmanlarını hiç bir emek harcayıp efor sarf etmeden bize göstermesidir. Bu anlamda Avusturya, Rusya ve İngiltere, Türk toplumuna yönelik geleneksel tehdidin kaynağıdır. (*)
Türkiye, iki kez Viyana'yı kuşatmış, kendi kıtasında emperyal bir güç olan Avusturya ile defalarca savaşmış; Devleti Aliye'nin mirasçısı, ardılıdır. Avusturya kültüründe düşman deyince ilk akla gelendir, Türkiye.
Uzun yıllar Osmanlı için Avrupa ile savaş, Avusturya ile savaş demektir. Avusturya, ihtiyaç duyduğunda Avrupalı başka devletlerden askeri destek alarak karşımıza çıkacaktır.
Avrupa'nın neredeyse son bin yıldır en muktedir devletlerinden biri, Habsburg ailesinin yönettiği Avusturya idi. Zaman içinde etki alanı, İspanya'yı kapsayacak şekilde genişleyen Avusturya, Macarları kaybetmemek için yıkılışa doğru adını Avusturya Macaristan olarak revize de edecektir.
"Şİmdi o günlerden hiç bir eser yok..."
Hafızamız, olayları hatırlarken duygularımızı da yeniden yaşatır bize. Bunun nedeni, geçmişte yaşananların olay ile olay karşısında geliştirdiğimiz duyguların birlikte eşleştirilerek kodlanmış olmasıdır. Ancak zaman içinde olayın içeriği boşalır, unutulur; yalnızca sembolik adı geride kalır; o kelime ile nedenini bilmediğiniz anlamları tevarüs ettiğinizi fark edersiniz. Stereotipler (basmakalıp, yaygın kullanım), Genellemeler böyle oluşur. Türk kelimesi, aile adı, Bayburtlular vs. gibi.
Avusturya devletini yönetenler, Türkiye kelimesini duyduklarında bir yandan nefretle dolmakta öte yandan kendilerinde 17. yüzyılda bulunan emperyal refleksleri yeniden hissetmektedirler. Olayın geçici bir süre için de olsa keyif veren; aynadaki bugünkü aksini, geçmişin devasa görüntüsü ile takas eden psikoloji budur.
Bizim davranışlarımızın yönü ve şiddeti de Avusturya'nın bu tek kişilik gösterisinde belirleyici olur. Avusturya'nın tepkisini abartmadan, hatta bunu Avusturya'nın tepkisi olarak görme kolaycılığından kaçınarak hükümet kurmak isteyen iki grubun projesi olarak nitelemek, Avusturya Hükümetine kendi halkı dışında kimsenin (Avrupa'nın değil mesela, Hristiyanlığın değil) temsilcisi olmadıklarını hatırlatmak, gülmek, eğlenmek, Antalya'da turizme çağırmak hoş olur kanaatindeyim.
(*) Bugün Türkiye sokaklarındaki Türklere düşmanımız kim diye sorsanız, büyük oranda ABD cevabını alırsınız. Bu, modern zamanlara ait bir gelişme olarak çeşitli şekillerde yarınlara aktarılmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sanatçının özgürlüğü

Yeteneklerini icra etmek, sanatçıyı günlük maişetini tedarikten alıkoyduğu için tarih boyunca sanat ve sanatçı, hamilik müessesine ihtiyaç d...