Kudüs'ün İsrailin başkenti olarak tanınmasını protesto ettiğimiz bu günlerde Müteveffa Yaser Arafat'ın 'Ermenileri Türkler karşısında mağdur bulan ve yanlarında olduğunu' açıklayan bir beyanının, okuyup aydınlanmamız için bir görsel formatında estetize ederek yayınlandığını gördüm. 'Bunlar için değmez' mesajını verdiğini algıladığım bu tespite katılmıyorum.
Her türlü söylemi, zaman ve zemin ile bağlantılı olarak yorumlamak gerekir. Arafat'ın bu sözünü de bütün zaman ve zeminler üstü; evrensel bir doğru, rafine bir kanaat takdimi olarak almak neden doğru olsun? Hangi nedenle? Açık ki, Ermeni tarafını tuttuğunu ifade eden beyan, orada toplumu için bir çıkar elde etmek üzere kurgulanmış bir gönül alma ibaresidir ve Türk tarafını incitmiş olmayı kaale almamaktadır.
Bu, biz Türkler için çok sürpriz bir durum mudur? Kanaatimce hayır. Türkiye ve Türkler, tarih boyunca küvezlik yaptığı hangi milletin devlet adamından teşekkür almıştır ki, Arafat'tan alsın? Onlar, Türkiye ve Türklere, vur abalıya diyerek kimi kazanımlar elde edebileceklerini düşünüyorlar.
Arafat, bu söylemi ile sonuç alabilmiş midir? , Filistinlilerin perişan durumu devam ettiğine göre alamamış benziyor.
Annelerin, çocuklarına karşı tolerans eşiği çok yüksektir. Osmanlı bakiyesi tüm milletler, annelerini inkar eden çocuklara benziyor. Onları bizden koparan emperyal irade, hepsini Mankurt yaptı. Böyle baktığımda zehirli, kışkırtıcı söylemlerin zihnimde duygusal bir karşılığı oluşmuyor. Eyleme bakıyorum, söylemle tutarlılığı var mı diye. Yoksa, takılma etkisi yaratacak stratejik bir beyan olmadığı sonucuna varıyorum.
Bizim de Arafat'ın bu söylemine 'son ve kati bir kanaat' ya da Filistin halkının ortak değerlendirmesi muamelesi yapmamızın her iki taraf için de doğru ve yararlı olmayacağını düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder