Türkiye’ye döndüğümüz sırada İstanbul Sanayi Odasının Genel
Sekreteri Bahar Şahin, İstanbul Sanayi Odası Meclis Toplantısında bir konuşma
yapmamı istedi. Ondan sonra da o sırada yönetim kurulu başkan vekili olan Erdal
Bahçıvan ile bir öğle yemeğine çağırarak bana sanayi odasında danışmanlık
teklif ettiler.
Sanayi Odasında diğer bir imkanın ‘bir gönüllü danışmanlar’
servisi kurmak olduğunu düşünüyordum. Özellikle kobilerin böyle bir servisten
yararlanmalarının gerek kendilerine gerekse Türk Ekonomisinin bütününe büyük
yararı olabileceğini düşünüyordum. Servisi kuracağımızı duyurunca danışmanlık
için beklediğimizden çok daha büyük bir ilgi ve destek gördük. İ hayatında
bürokraside akademi hayatta çok değerli tecrübeler ve üstün başarılar kazanmış
pek çok kişi danışmanlık yapmayı kabul etti. Fakat kısa bir süre içinde böyle
bir servis için var olacağını düşündüğüm talep konusunda çok yanıldığımı
öğrendim. Danışmanlık yardımı için başvuranların çok büyük çoğunluğu sadece
kendilerine para bulunmasını istiyor, fakat bu isteklerini bile değerlendirecek
bilgileri vermeye razı olmuyorlardı. Teknoloji, yönetim, dış dünya ile
ilişkiler gibi konularda ciddi yardım istekleri yok denecek kadar azdı. Bu
deneyim ile Türkiye’deki başarısızlıklarıma bir ilave daha yapmış oluyordum. “İzmir Karşıyaka’dan dünya’ya...” Atilla Karaosmanoğlu’nun Hatıraları, İş Bankası Yayınları, sh.442
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder