Eski Demokrat Parti oylarının; bizzat dönemin egemenleri
kontrolünde, ”meşru” ve “hayırlı” bir kanal olarak görülen YTP ve AP’ye akmasının
bizzat temin edildiğini; o günlerde Harp Akademileri’nde öğrenci olan
Emekli Tuğgeneral Sami Karamısır'ın hatıralarından öğreniyoruz. Karamısır’ın
anlattıklarına göre 1961 seçimlerinden sonra Meclis’in açılıp açılmayacağına
ilişkin tereddütlerin yaşandığı günlerde, Harp Akademileri Komutanı Faruk Gürler,
Harp Akademileri öğrencilerine bir konuşma yapmıştır. Gürler, o dönemde başında
devrin Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay’ın bulunduğu, yarı açık yarı gizli
gayr-i resmi bir komite olan Silahlı Kuvvetler Birliği’nin (SKB) genel
sekreterliğini yapmaktaydı. Gürler, konuşmasında öğrencilerine, Meclis’in
açılıp açılmayacağına dair tereddütlerin yaşandığı o günlerde yaşananları
anlatmıştır. Gürler’in, aralarında Karamısır’ın da olduğu öğrencilere yaptığı
konuşmasında anlattıklarına bakılırsa, SKB, seçim sonuçlarından memnun olmadığı
için teşekkül edecek TBMM’nin açılmasını istememiş, yeni bir askerî müdahalenin
zeminini aramıştır. Ancak aralarında Sunay ve Gürler’in de bulunduğu SKB bu
konuda net bir karara varmak için Cumhurbaşkanı Gürsel başkanlığında köşkte bir
araya gelen devrin siyasi liderleri ile (İnönü, Gümüşpala, Bölükbaşı ve Alican)
bir görüşme yapmayı düşünmüşlerdir. SKB mensupları köşke gittiklerinde, Gürsel
ve siyasi parti liderleri kendilerini karşılamıştır. Selam faslından sonra SKB
Başkanı Sunay, ilk sorusunu AP Genel Başkanı Gümüşpala’ya yöneltmiş ve “Sayın
Paşam, her ağzınızı açtığınızda, 46 yıllık şerefli askerlik hayatınızdan söz
ediyorsunuz. O kadar şerefli idiniz de siyasi parti kurup bu kuyrukları niçin
başınıza topladınız?”. Gümüşpala’nın cevabı ise şöyledir: “Aslında benim parti
kurmak gibi bir niyetim yoktu. Bir gün Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel beni çağırdı
ve benden Demokrat Partilileri toplayacak yeni bir parti kurmamı istedi, aksi
halde büyük çoğunlukla sayın Osman Bölükbaşı’nın Millet Partisi’nin iktidar
olabileceğini, bunun ise arzu edilmeyen sonuçlar doğurabileceğini söyledi. Bu
emir üzerine Adalet Partisi’ni kurdum. Defaatle, siyasi partilere
alınmayacakları MBK’nın tespit edip ilan etmesini istedim. Böyle bir
yasaklamaya gidilmedi. Ben de partiye girmek isteyen herkesi almak zorunda
kaldım.” Bunu üzerine Sunay, YTP Genel Başkanı Ekrem Alican’a döndü ve ikinci
sorusunu ona sordu: “İhtilalin anlı şanlı maliye bakanı siz YTP’yi niçin
kurdunuz?” Alican’ın cevabı ise şöyle olmuş: “Benim de parti kurmaya niyetim
yoktu. Bir gün Cumhurbaşkanı beni çağırdı. Parti kurmamı istedi. Aksi halde, ya
Bölükbaşı’nın Millet Partisi’nin ya da Adalet Partisi’nin tek başına iktidar
olabileceğini, bunun ise beklenmeyen durumlar meydana getirebileceğini söyledi.
Partiyi kurduktan sonra ben de, partilere girmeyecekleri MBK tarafından
belirlenmesini defaatle istedim. Olmayınca müracaat eden herkesi partime almak
zorunda kaldım”. Bunun üzerine Sunay, Gürsel’e döndü ve sordu: “Paşam, bunlar
neler söylüyorlar, söyledikleri doğru mu?” Gürsel’in cevabı ise şöyle olmuş:
“Evet, doğru söylüyorlar. Bu şekilde hareket etmemi Sayın İsmet İnönü telkin
etti.” Sunay’ın kendisine dönmesine fırsat vermeden İnönü sözü almış ve şöyle
konuşmuştur. “Bunlar geçmiş olaylar Paşam. Şimdi biz bütün parti liderleri ile
anlaştık. Bu olanlardan en büyük zararı gören sayın Osman Bölükbaşı’yı da
kendimize sözcü seçtik. Hepimiz namına sizinle o görüşecek. Müsaade ederseniz
biz bu Meclis’i çalıştırırız efendim.” Bunda sonra sözü Bölükbaşı almış ve
herkesi ikna eden bir konuşma yapmış ve ardından seçimle teşekkül eden
Meclis’in açılmasına karar verilmiştir.”
Açık Öğretim Fakültesi, Türkiye Cumhuriyeti Siyasi Tarihi, 4.
Ünite - İlk Askerî Darbe ve Bürokratik Vesayetin Kurumsallaşması (1960-1971) sh.
85
Kaynak: Sami Karamısır, Türkiye’nin Siyasi Meseleleri.
(İstanbul: Timaş Yayınları, 1994) s. 85-87. Aktaran: Çaylak, Adem. (2010).
Osman Bölükbaşı ve Siyasal Hareketi, Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi, s.
401-402).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder