20 Haziran 2017 Salı

İnönü'nün siyasi zekası ve Türkiye'de muhalefet partilerinin kuruluşu


Eski Demokrat Parti oylarının; bizzat dönemin egemenleri kontrolünde, ”meşru” ve “hayırlı” bir kanal olarak görülen YTP ve AP’ye akmasının bizzat temin edildiğini; o günlerde Harp Akademileri’nde öğrenci olan Emekli Tuğgeneral Sami Karamısır'ın hatıralarından öğreniyoruz. Karamısır’ın anlattıklarına göre 1961 seçimlerinden sonra Meclis’in açılıp açılmayacağına ilişkin tereddütlerin yaşandığı günlerde, Harp Akademileri Komutanı Faruk Gürler, Harp Akademileri öğrencilerine bir konuşma yapmıştır. Gürler, o dönemde başında devrin Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay’ın bulunduğu, yarı açık yarı gizli gayr-i resmi bir komite olan Silahlı Kuvvetler Birliği’nin (SKB) genel sekreterliğini yapmaktaydı. Gürler, konuşmasında öğrencilerine, Meclis’in açılıp açılmayacağına dair tereddütlerin yaşandığı o günlerde yaşananları anlatmıştır. Gürler’in, aralarında Karamısır’ın da olduğu öğrencilere yaptığı konuşmasında anlattıklarına bakılırsa, SKB, seçim sonuçlarından memnun olmadığı için teşekkül edecek TBMM’nin açılmasını istememiş, yeni bir askerî müdahalenin zeminini aramıştır. Ancak aralarında Sunay ve Gürler’in de bulunduğu SKB bu konuda net bir karara varmak için Cumhurbaşkanı Gürsel başkanlığında köşkte bir araya gelen devrin siyasi liderleri ile (İnönü, Gümüşpala, Bölükbaşı ve Alican) bir görüşme yapmayı düşünmüşlerdir. SKB mensupları köşke gittiklerinde, Gürsel ve siyasi parti liderleri kendilerini karşılamıştır. Selam faslından sonra SKB Başkanı Sunay, ilk sorusunu AP Genel Başkanı Gümüşpala’ya yöneltmiş ve “Sayın Paşam, her ağzınızı açtığınızda, 46 yıllık şerefli askerlik hayatınızdan söz ediyorsunuz. O kadar şerefli idiniz de siyasi parti kurup bu kuyrukları niçin başınıza topladınız?”. Gümüşpala’nın cevabı ise şöyledir: “Aslında benim parti kurmak gibi bir niyetim yoktu. Bir gün Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel beni çağırdı ve benden Demokrat Partilileri toplayacak yeni bir parti kurmamı istedi, aksi halde büyük çoğunlukla sayın Osman Bölükbaşı’nın Millet Partisi’nin iktidar olabileceğini, bunun ise arzu edilmeyen sonuçlar doğurabileceğini söyledi. Bu emir üzerine Adalet Partisi’ni kurdum. Defaatle, siyasi partilere alınmayacakları MBK’nın tespit edip ilan etmesini istedim. Böyle bir yasaklamaya gidilmedi. Ben de partiye girmek isteyen herkesi almak zorunda kaldım.” Bunu üzerine Sunay, YTP Genel Başkanı Ekrem Alican’a döndü ve ikinci sorusunu ona sordu: “İhtilalin anlı şanlı maliye bakanı siz YTP’yi niçin kurdunuz?” Alican’ın cevabı ise şöyle olmuş: “Benim de parti kurmaya niyetim yoktu. Bir gün Cumhurbaşkanı beni çağırdı. Parti kurmamı istedi. Aksi halde, ya Bölükbaşı’nın Millet Partisi’nin ya da Adalet Partisi’nin tek başına iktidar olabileceğini, bunun ise beklenmeyen durumlar meydana getirebileceğini söyledi. Partiyi kurduktan sonra ben de, partilere girmeyecekleri MBK tarafından belirlenmesini defaatle istedim. Olmayınca müracaat eden herkesi partime almak zorunda kaldım”. Bunun üzerine Sunay, Gürsel’e döndü ve sordu: “Paşam, bunlar neler söylüyorlar, söyledikleri doğru mu?” Gürsel’in cevabı ise şöyle olmuş: “Evet, doğru söylüyorlar. Bu şekilde hareket etmemi Sayın İsmet İnönü telkin etti.” Sunay’ın kendisine dönmesine fırsat vermeden İnönü sözü almış ve şöyle konuşmuştur. “Bunlar geçmiş olaylar Paşam. Şimdi biz bütün parti liderleri ile anlaştık. Bu olanlardan en büyük zararı gören sayın Osman Bölükbaşı’yı da kendimize sözcü seçtik. Hepimiz namına sizinle o görüşecek. Müsaade ederseniz biz bu Meclis’i çalıştırırız efendim.” Bunda sonra sözü Bölükbaşı almış ve herkesi ikna eden bir konuşma yapmış ve ardından seçimle teşekkül eden Meclis’in açılmasına karar verilmiştir.”

Açık Öğretim Fakültesi, Türkiye Cumhuriyeti Siyasi Tarihi, 4. Ünite - İlk Askerî Darbe ve Bürokratik Vesayetin Kurumsallaşması (1960-1971) sh. 85

Kaynak: Sami Karamısır, Türkiye’nin Siyasi Meseleleri. (İstanbul: Timaş Yayınları, 1994) s. 85-87. Aktaran: Çaylak, Adem. (2010). Osman Bölükbaşı ve Siyasal Hareketi, Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi, s. 401-402).


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sanatçının özgürlüğü

Yeteneklerini icra etmek, sanatçıyı günlük maişetini tedarikten alıkoyduğu için tarih boyunca sanat ve sanatçı, hamilik müessesine ihtiyaç d...