20 Haziran 2017 Salı

Hindistan'a yapılan bir ekonomik operasyon hakkında


Hindistan’a yaptığım diğer bir güç ziyaret, 1991’in başlarında Rajiv Ghandi’ye yapılan suikastten sonraki ziyaretti. Ülkede yeni bir seçim hazırlığı vardı. Ekonomide çok ciddi bazı güçlükler ortaya çıkmıştı, çoğunluğu İngiliz sermayeli olan yabancı bankalarHindistan’daki paralarını çekiyorlar ve Hindistan’ın borçlarını ödeyebilmek için ihtiyacı olan kredileri ancak rezerv altınlarının Hindistan dışında bir bankada (Bank for International Settlements) ipotek edilmesi şartına bağlı olarak verebileceklerini söylüyorlardı. Maliye, iktisat ve planlamadan sorumlu yöneticile, problemlerini ve kaygılarını benimle en açık bir şekilde paylaştılar. Rezerv altınları Hindistan dışına göndermek kararını verseler altınlar nakledilmek üzere havaalanına gittiği anda bir ihtilalin çıkmasının kaçınılmaz olduğunu, borçlarını ödeyemedikleri taktirde de ortaya çıkacak ekonomik durumun uzun zaman düzeltilemeyecek kadar kötü olduğunu düşünüyorlardı.

Bu olaylardan önce, dünya iktisadındaki gelişmeleri göz önünde tutarak Hintli yönetici arkadaşlara düşünmelerini teklif ettiğim ve onların dostça fakat şiddetli itirazlarla karşılaştıkları tedbirleri almaları kaçınılmaz hale gelmişti. Durumu tekrar değerlendirmek için yaptığımız uzun bir toplantıdan sonra onların da benim de bazı büyük riskleri kabul ederek bazı şeyleri yapma konusunda bir anlaşma teklif edeceğimi söyledim. Teklif ettiğim anlaşmaya göre, ben hemen Washington’a dönerek (Bank of England) İngiliz Merkez Bankası’na bir şekilde ulaşıp ticari bankaların Hindistan’daki kaynakları Hindistan dışına çıkartmalarına engel olmaya çalışacaktım. Bank for International Settlements’ın da altınların rehin için İsviçre’ye gönderilmesi yerine Hindistan’da tutulabilmesi imkanlarını araştıracak ve nihayet Hindistan Yardım Konsorsiyomu başkanı olarak o yılın özel problemini göz önünde tutup yardım planlarını ona göre yapmalarını isteyecektim. Buna karşılık onlar süratle bütçe hazırlıklarını tamamlayacaklar ve gerekli yapısal ve politika değişiklikleri ile ilgili hazırlıkları en kısa zamanda yapmak üzere bir danışma-çalışma grubu kuracaklar, bu gruba seçimlere giren partilerle yakın ilişkileri ve Hindistan bürokrasisinde saygın tecrübeleri olan eski yöneticileri de davet edeceklerdi. Maliye müsteşarı, böyle bir anlaşmaya hazır olduklarını, ellerinden geleni yapacaklarını, bana iyi şanslar dilediklerini söyledi. Washington’a döndüm. Bankaya gider gitmaz, IMF’de Hindistan konusunda bir toplantı yapılmakta olduğunu, toplantıya beni de bekledikleri haberi geldi. Tahminime göre Hindistan’ı IMF’de temsil eden Hintli icra direktörüne bilgi gönderilmişti. Toplantıya gittim ve Hindistan’da gördüğüm durumu, yetkililerle yaptığımız değerlendirmeleri ve onlarla yaptığım anlaşmayı anlattım. IMF yetkilileri Merkez Bankası ve Bank for International Settlements ile gerekli temasları kendilerinin yapacağını söylediler. Bormal olan da o idi ve benim o sırada IMF ile çok iyi ve yakın bir işbirliğim vardı. IMF iki konuyu da kısa sürede halletti.
Hindistan’da seçimler yapıldı. Kurulan yeni hükümette, benim kurulmasını istediğim çalışma grubuna davet edilip çalışmaya katılmış olan Manmıhan Singh, maliye bakanı olmuştu. Hükümetin kurulmasından bir hafta sonra yeni bütçe Meclis’e sunuldu. Herkesin bu konudaki sürate şaşkınlığı geçmeden, hükümet kısa aralarla yeni dış ticaret politikaları ve mali deregülasyonla ilgili beyaz kitapları ve onların arkasından da diğerlerini ilan etti. Hindistan yeni ve dünya ekonomisindeki gelişmelere uygun bir seri politika değişikliklerini uygulamaya başlıyordu. 1993 veya 1994 yılında banka ve IMF yıllık toplantısı sırasında Hindistan Maliye Bakanı Manmohan Singh’in beni ziyatet etmek istediği haberi geldi. Artık Asya bölgesinden sorumlu olmadığım için bir süredir görüşmemiştik. Kendisini görmekten çok memnun olacağımı bildirdim. Geldiğinde bana, benim Hindistan’ın gelişme potansiyeline olan inancımın Hindistan’ın en güç günlerinde onlarınkinden fazla olduğunu ve tavsiyelerimi uyguladıkları zaman haklı olduğumu gördüklerini, onun için teşekkürlerini sunmak için geldiğini söyledi. Bugün hala, Manmohan Singh’in bu sözlerinin bana meslek hayatımda yapılmış en samimi ve en büyük iltifatlardan biri olduğunu düşünürüm.
“İzmir Karşıyaka’dan dünya’ya...” Atilla Karaosmanoğlu’nun Hatıraları, İş Bankası Yayınları, sh. 387-9

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sanatçının özgürlüğü

Yeteneklerini icra etmek, sanatçıyı günlük maişetini tedarikten alıkoyduğu için tarih boyunca sanat ve sanatçı, hamilik müessesine ihtiyaç d...