Eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, Zaman Gazetesinde bir
süredir Başbakana açık mektuplar yazıyor.
Yıllardır hem konuşurken hem de yazarken kullandığı “bürokratik kibri”,
bu mektuplara da yansımış durumda. Başbakanı -tabiri caizse- dizine oturtmuş(!), kendince yanağından makas alıyor, hukuk ve hayat dersi veriyor. Bilim(!) yaptığını iddia ediyor… Tevazusunda bile kibir var.
Sami Selçuk, hukukçudur, eyvallah. Birikiminden de kuşkum
yok. Ancak asla hakaret kastı taşımadan yalnızca durum tespiti yapmak amacıyla
yazıyorumki; Sami Selçuk, teknisyen bakış açısına sahip, miyop bir entelektüeldir.
Dolayısı ile bu gazete yazılarının üslubuna da içkin olan; dünyanın etrafında
iki tur atmış, tüm gizemleri çözmüş bilge adam imajı, açık bir şekilde berhava
olmuştur. Başbakana, Başbakanın muarızı olduğu yayın organından seslenmekle,
dilde gösterdiği nezaketi, eylemle desteklemediğini ortaya koymaktadır. Israrla
büyük resme bakmamakta ve Başbakana, hakkındaki suçlamaları düşürmek için yargıya
hesap vermesini/teslim olmasını önermektedir. Milletvekilliği süresi boyunca zaman aşımı
işlemez kuralını da teklifini
rasyonalize etmek için öne sürmektedir(Tehdit). Keşke vizyonu biraz daha geniş
olsaydı da olan biteni yalnızca hukuk tekniği içinde değil hayatın içinden de görebilseydi.
Son olarak Sami Selçuk’a, bireysel uslubuna/tutumuna binaen Paul
Watzlawick’ten alıntı yaparak diyorumki, “Majesteleri, mükemmellik peşinde
olmak, insan ruhuna musallat olabilecek en tehlikeli hastalıklardan biridir.” Tüm
hastalara şifa dileklerimle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder