Türkiye'nin ABD baskısı karşısında Rusya ile yakınlaştığı, Suriye'de terör örgütlerini destekleyen ABD ile kerhen bir şeyler yapılmaya başlandığı bir dönemde bu haberin kıymeti harbiyesi nedir? İnsana demezler mi, etraf pislik içinde, siz neden bahsediyorsunuz, ne ticareti?
Böyle diyenler, Batılı düşünceyi anlamamışlar, Batılıları motive eden (harekete geçiren), iyi hissettiren konuları bilmiyorlar demektir.
Tayyip Bey, 1001 gece masallarının Şehrazatı gibi, sabah olduğunda kendisini cellada gönderecek olan Sultanın ilgisini çeken öyle güzel hikayeler anlatıyor ve öykünün iç ritmini öyle bir ayarlıyor ki, sabah olmasına rağmen Sultan, adeti olduğu zulmü, öykünün devamını merak ettiği için yapamayıp ertesi gece olmasını bekliyor. Ticaret hacmi vaadi, Trump'ın ilgisini çekip öfkesini ertelemeye matuf, tatlı bir hayaldir.
Batının, Batılı siyasilerin hayatta anladığı, önem verdiği en önemli değer, para ve sömürüdür.
Enteresan gelebilir, hükümleri uygulanma imkanı olsaydı; Türklere, çeşitli işgal ve tahsislerden dolayı kolu kanadı kırılarak küçücük bir coğrafyada yaşama hakkı veren Sevr Anlaşmasının maddelerinden biri, Ittihat ve Terakki'nin 1.Dünya Savaşına girerken tek taraflı olarak kaldırdığı kapitülasyonları yeniden ihdas etmekteydi.
Topraklarımızı parçalayıp, bize kuş kadar bir alan bırakmış olmaları yetmiyormuş gibi akılları fikirleri, kapitülasyon ilan edip sömürülerine devam etmekte kalmış. Bunu görmemiz, bilmemiz lazım ki tarih okumanın bir anlamı olsun.
"Ey Türk, uyan dedim de ben şiirimde,
Uzun uzun esnemekten gayri cevap vermedin..."
Bir ikinci husus, Ankara Hükümeti, Lozan'da müzakereleri yürüten ekibi iki konuda katiyetle sınırlandırmıştı: Ermenilere hiçbir konuda taviz verilmemesi ve kapitülasyonların asla yeniden ihdas edilmemesi. Bu da Türk tarafının kapitülasyonlar üzerinden Batılı bakış açısını bildiği ve ne pahasına olursa olsun aynı hatayı bir kez daha yapmayacağı konusundaki tutumunu ortaya koyuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder