Şimdi Babacan, Davutoğlu, Gül ve partiden istifa eden diğer siyasileri konuşmanın zamanı çünkü...
"Ananızın karnından siyasetçi doğmadığınız gibi teklif almadan önce siyasetçi olmayı bile düşünmüyordunuz belki. Ama oldu. Bir dönem memlekete hizmet etme imkanınız oldu. Bu emekle itibar da sağladınız. Özgüveniniz pekişti.
Sonra pasif görev ve zaman içinde bulunduğunuz yerden çok şey duydunuz, çok şey gördünüz ve bunlar sizi rahatsız etti. Kuzey Irak'tan tankerle petrol taşımacılığı yapan şirket, ekonomiye nezaret eden kişininmiş, filanca silah ithalatından başka biri komisyon alıyormuş, memleketin neresinden biriyle konuşsanız ailenin arsa alımı suretiyle fiyatları yükselttiğinden söz ediyor, vb. Muhalif medyanın bile belgeleyip yazmadığı dedikodulara, ya çokça anlatıldığından ya da anlatana duyulan sempati nedeniyle inandınız."
Kim ki yüksek siyaseti para için yapar, o gerçekten kalıbının insanı değildir. (Bu vesile ile tarafımızı göstermek bakımından 'veyl olsun bunu yapanlara, cehenneme odun olsunlar' şeklindeki temennimiz kayda geçirmiş olalım.) BasİT biridir, o kişi. Kişisel açıdan yüksek siyaset, güç için yapılır. Güç, insanlara istemedikleri şeyleri (bile) yaptırma kudretidir. Bunu ailelerde, işletmelerde, çeşitli organizasyonlarda ve devlette yöneticiler üzerinden görürüz.
Başkanlık sistemi, ittifakları zorunlu kılıyor. Yüzdeye giren seçmenler üzerinden partiler, siyasi pazarlıklar yapabiliyorlar. Zira kazanmak yahut kaybetmek, küçük farklarla oluyor, olmaya da devam edecek.
AkPartiden siyasi bir gelecek ümidiyle kopan arkadaşlar, kendilerine itibar edecek olan seçmen kitlesi ile ne yapmayı hedefliyorlar? Bu sosyolojinin iktidar adayı olma şansı var mı? Bu gün için yok. Yarın için var mı? Olması için bir neden göremiyorum. Ama bu gelişme, AkParti'nin oy potansiyelinde bir düşüşe yol açarsa; bu sonuç, karşı tarafın başarı elde etmesine yarar.
İş hayatımız boyunca bir çok işyeri tecrübemiz oldu. Gün geldi, birinden çıktık, diğerine girdik. Sağlıklı psikolojik zemini olan bir insan, problemli bile ayrılsa, eski işyeri hakkında etrafta olumsuz beyanda bulunup onun müşteri kaybetmesi için bir çabanın içine girer mi? Bu olduğunda, 'sistem güçlüden yana çalışır' sistem kuralı işler ve seçmenler nezdinde AkParti bir miktar yıpransa da asıl bu arkadaşların oluşumu prestij kaybeder. Seçmen, geçmişinde kapanmamış yaralar taşıyan partilere kitle halinde oy vermez.
AkParti içinde kalmaya 'dayanamayan' arkadaşların önlerinde, siyaseti bırakmak gibi soylu bir seçenek daha var(dı). Tabi bu, işler bu noktaya gelmeden evvel mümkündü. Kamuya açıklama yapmamış siyasetçiler için hala geçerli bir seçenek bu. Zira siyasete bir başka partide devam etme kararının sonucu, Millet İttifakıyla işbirliği yapmak ve acı gününde terörle irtisaklı belediye başkanlarını teselli etmek gibi görünüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder