Adam, terör örgütünün artık silah bırakması gerektiğini söylüyor. HDP, yeterli oy hacmine ulaşmış, bundan böyle terör örgütünün güdümünde ve gölgesinde olmaktan kurtarılmalıymış. İttirmeyle tekerleklerin döndüğünü, marşa basılması halinde motorun çalışacağını söylüyor, kısaca.
Bu yazıyı yazmama vesile olan görüşü de şu: "Kürt diyemediğimiz bir dönemde terör örgütü sayesinde açılımlar sağlandı."
Öyle anlaşılıyor ki, gençliğini hayta işlerle heba eden zevat nazarında; köy baskınları, kadın, erkek ve çocuk katliamları ile bölgeye dehşet saçan terör örgütü gitmiş, hatta hiç var olmamış; yerine zenginden alıp fakire "kimlik" veren hayali bir kırık kalpler kulübü peydah olmuştur, yersen...
Tarihin duygusal nedenlerle yeniden kurgulanıp değiştirilmesi olgusunun, ideolojik bagajları olan grupların meşruiyet krizlerini aşmak, kendilerine derinlik kazandırmak için sıkça başvurdukları bir yol, yöntem olduğunu biliyoruz.
Eski tüfeğin iddialarının aksine terör örgütü, Kürt kimliğinin tanınmasında hızlandırıcı bir faktör olmamıştır. Devleti yöneten hükümetler, sistemi demokratikleştirmek adına atacakları adımların faydasını terör örgütünün hanesine yazdırmamak için ketum davranmış, ülkeye ve topluma zaman kaybettirmişlerdir.
Dünyada neoliberalizmin yükselişi, 80'lerden başlar. Türkiye de 24 Ocak 1980 kararları ile ekonomide makas değiştirmiş ancak ardından gelen 12 Eylül darbesi, serbestleşmeyi sağlayacak, toplumsal dönüşüm öngören yasal düzenlemelerin en az üç yıllık süre ile yapılmasını doğrudan engellemiştir. 83'ten sonra terör örgütü, sahne almış ve performansı ile toplumun haklı nefretini kazanmıştır. En temel insan hakkı olan insan hayatını hedef alan bu örgütün, başka insan hakları konularında yol açıcı olması düşünülebilir mi? Bunu ancak adalet karşısında vicdanını bastıran, zulme tanık olmamak için gözlerini kapatan, zayi ettiği eski günlerin çöp olduğunu kabullenmekte direnç gösterenler kabul edebilir.
Terör örgütü olmasaydı, Kürt Halkının kültürel insani ihtiyaçları 90'lı yıllar bitmeden hayata geçerdi. Bütün bu gecikmenin, onca insanın ve kaynağın kaybedilmesinin müsebbibi, terör örgütü ve onun siyasi zemindeki kuklalarıdır.
Seçmen, seçtiği bu şarlatan ve asalaklar, Paşa gönlünce kumdan kale yapımında istihdam etmek suretiyle geçmişte olduğu gibi gelecekte de onore etmek isteyebilir. Ne de olsa olumlu hiç bir şey yapmadıkları halde maaşları seçmenlere de yük olmamakta doğrudan ülke bütçesinden ödenmektedir. Ancak bu seçim ve devredilen temsil hakkının kötüye kullanımı, toplumsal problemlerimizi çözmekten çok, en hafif tabiriyle bir donma haline neden olduğu ve ülkece zaman kaybettiğimiz görülmelidir. Yaşını başını almış insanların ergenlik çağına özgü duygusal seçimler yapmaları bireysel düzeyde komik bulunsa da toplumsal düzeyde ("acırım heder olan o en güzel yıllara" modunda) -maalesef- trajiktir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder