Yaşanan bunca terör hadisesinden sonra bu adlandırma keyfiyetinin sıradan bir nostalji olarak mahzurlu görülmemesi mümkün değildir.
Aksine bu durum, şehit ailelerine saygısızlık, devlete karşı meydan okuma ve bizzat keyfiyet sahiplerinin karşıtlarında öfke ve tepki uyandırmak suretiyle hedef kitleleri nezdinde kendilerini kitleyi savunan, temsil eden algısı verilerek meşru ve var kılmak amacına matuf, popülist bir söylemdir.
Hala kimlik siyasetinin hizmet siyasetine baskın olduğu yerlerde görülen gerçeklikten kopuk, duygusal seçmen davranışı, motivasyonunu ataerkil kültürden (kan bağı referansı: taş olsun, bizden olsun anlayışından) alıyor görünmektedir.
Bir örnek olması bakımından MHP'nin gerek söylem, gerekse eylem bakımından kendisini hiçbir zaman Kürt karşıtlığı üzerinden ifade etmemesine rağmen Kürt düşmanı olduğu algısını yerleştirenler, genelde Türk Solu, özelde terör örgütü yöneticileri ve onun siyasi alanda görevlendirdiği kişilerdir. Bu kerameti kendinden menkul, yalan bir iddiadır. İspatı siyasi tarih boyunca varid değildir. Kültürel kodlar itibariyle olması da mümkün değildir. Biraz empati lütfen.
Kürtler elbette kimlik ve kişilik sahibi insanlardır. Ülkenin kaynak dağılımında kimliklerinden ötürü geçmişte ayrımcılığa tabi tutulmuşlarsa da bunun temel sebebinin, ırkçılıktan ziyade ülkeyi yönetenlerin Türkiye'nin yeniden parçalanmasını önlemek üzere homojen (tek tip) bir ulus inşa etme gayreti olduğu yeterince açık değil mi? Kolay ve duygusal analizlerden ne zaman vaz geçip; bir yetişkin gibi sorumluluğumuzu alacağız?
Uluslararası güçlerin maşası bir terör örgütü, sırf "ben sizin babanızım" diyor diye kimsenin babası olmaz. Buradan barış, güzellik ve kardeşlik çıkmadı, çıkmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder