«Her ne hakkında olursa olsun, Onu kaybettim!» deme. Fakat «Onu geri verdim!» de. Çocuğun mu öldü? Onu geri verdin. Karın mı öldü? Onu da geri verdin. Tarlanı mı elinden aldılar? İşte yine bir iade. —
Lâkin onu elimden alan kötü bir adamdı. — Onu sana verenin şu veya bu elle geri almasının ne önemi var? Onu sende bıraktığı müddetçe yolcuların otellerden istifade ettikleri gibi, âdeta sana ait bir şey değilmiş gibi istifade et» Zira dünya bir misafirhanedir ve hayat bir ziyafetten başka bir şey değildir. «Unutma ki, hayatta bir ziyafette imişsin gibi hareket etmen lâzımdır. Bir yemek tabağı sana kadar geldi mi? Elini kibarca uzatarak ölçü ile bir parça al. önünden kaldırıyorlar mı? İlle almak isteme. Henüz önüne gelmedi mi? Arzuların uzaklara gitmesin, tabağın kendi tarafına gelmesini bekle. Çocuklarına, eşine, çalışanlarına, mensuplarına, servete, ikbale karşı da böyle hareket et. O zaman yücelir, hürmete layık olanların sofrasına kabul edilirsin. Sana verileni almaz, iter ve küçük görürsen o zaman sıradanlaşır ve düşkünlerle birlikte hüküm sürersin!»
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder