Avrupa Birliğinin; kısa adını yazınca insanda "hangi ergenin işi bu? yine hangi küfürü kodlamışlar?" merakı uyandıran bir komisyonu tarafından alınan skandal karar üzerine;
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bin yıla yakın bir süredir Anadolu coğrafyasında hüküm süren Selçuklu, çeşitli Anadolu Beylikleri ve Osmanlı ailesinin yönettiği devletimizin bu günkü adıdır.
Bir büyük resim okuması olarak bu devlet, önümüzdeki zaman diliminde bir şekilde parçalanıp egemenliğini yitirmeyecekse..., bölgemizde varlığını sürdüren karşıt oluşumların yarınlarda yaşama şans ve imkanı bulunmamaktadır.
Bu durumda Esad, Işid, PKK, PYD, Rusya, Ermenistan, İsrail, İran ile Irak'ın ve dahi bunlarla Türkiye'yi meşgul edip güçsüz düşürmek maksadıyla kendilerine silah ve kaynak temin eden ABD, İngiltere, Almanya, Fransa gibi ülkeler, uzun vadede bu girişimlerinin bedelini ödeyeceklerdir.
"Biz hep haksız ve olumsuzuz, bizden bir şey olmaz" mealinde kamuoyu oluşturmaya çalışan yazar ve akademisyenlerin algı tuzaklarına dikkat edelim; grup halinde sıralayınca kalabalık bir kuvvet topluluğu gibi görünen yukarıdaki yapıların, zannedilenin aksine pratikte sağlıklı ve hızlı koalisyonlar oluşturma imkan ve ihtimali bulunmamaktadır.
Kontrolü ellerinde tuttuğunu sanan ve bölgemizde Türkiye aleyhine tasarrufta bulunan güçlerin, uygulamalarını gördükçe; tarihsel vizyondan mahrum bulunduklarına dair olan kanaatim giderek pekişiyor. Tarih şuuru yoksunluğu, artık kendini küresel ölçekte hissettiriyor. Bu miyopi, büyük resimde önemli kırılmalara yol açar.
Tarih, bir denge halinin bir başka denge haline evrilmesinde saldırganlıktan çok sabretmenin önemini ortaya koyuyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bin yıla yakın bir süredir Anadolu coğrafyasında hüküm süren Selçuklu, çeşitli Anadolu Beylikleri ve Osmanlı ailesinin yönettiği devletimizin bu günkü adıdır.
Bir büyük resim okuması olarak bu devlet, önümüzdeki zaman diliminde bir şekilde parçalanıp egemenliğini yitirmeyecekse..., bölgemizde varlığını sürdüren karşıt oluşumların yarınlarda yaşama şans ve imkanı bulunmamaktadır.
Bu durumda Esad, Işid, PKK, PYD, Rusya, Ermenistan, İsrail, İran ile Irak'ın ve dahi bunlarla Türkiye'yi meşgul edip güçsüz düşürmek maksadıyla kendilerine silah ve kaynak temin eden ABD, İngiltere, Almanya, Fransa gibi ülkeler, uzun vadede bu girişimlerinin bedelini ödeyeceklerdir.
"Biz hep haksız ve olumsuzuz, bizden bir şey olmaz" mealinde kamuoyu oluşturmaya çalışan yazar ve akademisyenlerin algı tuzaklarına dikkat edelim; grup halinde sıralayınca kalabalık bir kuvvet topluluğu gibi görünen yukarıdaki yapıların, zannedilenin aksine pratikte sağlıklı ve hızlı koalisyonlar oluşturma imkan ve ihtimali bulunmamaktadır.
Kontrolü ellerinde tuttuğunu sanan ve bölgemizde Türkiye aleyhine tasarrufta bulunan güçlerin, uygulamalarını gördükçe; tarihsel vizyondan mahrum bulunduklarına dair olan kanaatim giderek pekişiyor. Tarih şuuru yoksunluğu, artık kendini küresel ölçekte hissettiriyor. Bu miyopi, büyük resimde önemli kırılmalara yol açar.
Tarih, bir denge halinin bir başka denge haline evrilmesinde saldırganlıktan çok sabretmenin önemini ortaya koyuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder