8 Kasım 2016 Salı

Ergenekon Davası Sürecinden neler öğrendim?

Ergenekon Davası sürecinden neler öğrendim?
Bir çok şey öğrendim de buraya ihtiyaç kadar olanını yazmak istiyorum:
Dindar kamu görevlilerinin yetkilerini kullanma biçimi açısından dindar olmayanlardan prensipte bir farkı olmadığını öğrendim. Gereksiz empati, başın belası: Biz sanıyorduk ki tüm dindarlar, bizim gibidir, yani söz verince sözünü tutar, asla yalan söylemez, kamu menfaatini gözetir, adalet birincil değeridir, soyu, sopu, aidiyeti öne çıkaran ataerkil kültür ve hi...çbir dünyevi menfaat için adaletten ayrılmaz, taviz vermez.
Peki ne oldu? Yazdıklarımın tam tersini bir ibadet vecdi içinde yaptılar. Başlarındaki Şerefsiz, kimsenin hele de munis dindar kitlenin kendisine siyaseten girdiği yolu yanlış bulsa bile klasik fıkıh ölçülerine göre kafir demeyeceğinden öyle emin olmalıydı ki, kendisine bağımlı kıldığı herkesi, özendirip yönlendirmediği haram kalmadı.
Nihat Genç, Ofli Hocanın Teravih Sohpetlerinde bir adamın hocaya gelerek ısrarla homoseksüelin tevbesi hakkındaki fıkhi görüşünü sorduğunu anlatır. Hoca, her işin tevbesi olduğunu, ancak bu işin affının olmadığını söyler. Soru sahibi ısrarcıdır, cümleyi değiştirir, olayı biraz yumuşatır, yeniden sorar; Hocanın cevabı değişmemiştir: "Uşuğum, her işun tövbesi vardır, habu işun tevbesi yoktur. Naçar yanacaklar, yanacaklar cehennemde..."
Feto, istediği kadar siyasi bir görüş ayrılığı/içtihat (!) yaptığını düşünsün ya da kendi haramlarına meşruiyet kazandırmak için yeryüzündeki herkesin tepki koyacağı, hırsızlık üzerinden iftiralarını öne sürsün, kendisine itibar edenleri de arkasından sürükleyerek yaptığı bu işin tevbesi yoktur, odun olarak gireceği cehennemde "Naçar yanacaktur."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Murat Karayalçın

Gürkan Zengin ve Ekol tv'ye teşekkür ediyorum. Ankara BB ve SHP'nin eski başkanı Murat Karayalçın'la mülakat yaparak 'adam s...