26 Şubat 2014 Çarşamba

Masum olduğunu ispatla

Ofli Hoca duyarki etrafta bir hemşehrisinin kızı hakkında “kız olmadığına” dair spekülasyon yapılmaktadır. Zaten kendisinin duyması da bu dedikodunun bir sonucudur. Kızın babası, kızı çeke çek zorla götürürken yolda, Ofli ile karşılaşır. “Hayirdur” der Ofli. “Nereye böyle? Bu şekil?” Adam mahcup, hükümet doktoruna gittiğini, kızına “kız olduğuna dair” rapor alacağını söyler. “Ula” der Ofli, “milletun ağzi ile hareket edup maskara mi olacaksun? Bugün sana inanmayan, yarun elinde raporla gelduğunde habu rapori almak için doktora kaç para yedurduğuni konişmayacak mi? Dön evune, dön !”

Süreci bir kere başlatırsan, onun parçası olursun. 

Beraati zimmet asıldır. 




19 Şubat 2014 Çarşamba

Asala Nasri

Arapça popun güçlü sesi, Suriyeli ünlü sanatçı, Asala NASRI' yi dinlediniz mi? 








4 Şubat 2014 Salı

Oryantalist bir Pakistanlı'ya cevap

Dr. Faruk Saleem isimli ve Pakistanlı olduğunu sandığım bir yazardan Hasan Arpacı Bey'in facebook'ta yaptığı geniş alıntıya kayıtsız kalamadım ve kendi düşüncelerimi yazmak istedim. İlgili yazı, arama motorlarında yazarın adı arattırılarak kolayca bulunabilir. Eleştrisi yapılabilecek ancak bu bloga alınacak kalitede bir yazı değil bu:

Yazının tümü değerlendirildiğinde (dinsel anlamda) Müslümanların özgüvenlerine yönelik edepsiz bir saldırı görüyorum. Bu bana 90’lı yıllarda tanıştığım Cezayir asıllı bir Müslüman gencinin “keşke siz de sömürge olsaydınız, hiç olmazsa bizim gibi bir dil daha öğrenirdiniz” deme koftiliğini hatırlattı. Cesarete bak!
Yazarın kullandığı Müslümanlık ve Yahudilik kavramları, hem sosyolojik olarak bir kimliğe tekabül eder, hem de bir dinin müntesibini tanımlar, bir başka kimliktir bu da. İki kimlik aynı değildir. Yani bir insan Müslüman coğrafyasında yaşadığından dolayı Müslümanlar kümesinde yer alırken  inanç olarak ateist, yahudi, agnostik ya da hristiyan olabilir. Yahudi kavramının ayrıca etnisiteyi tanımladığını da ilave edelim.
Yazarın küresel çapta başarı diye lanse ettiği Yahudi kültür dairesine mensup insanların kaç tanesi ilhamını Yahudi dininden almıştır, kaçı dinini önemsediğini ifade etmiştir. Başarı, diğer her şey sabitken Yahudi dininden gelen olumlu etkilerden dolayı mı sağlanmıştır? Burada vurgunun en fazla Yahudi kültürüne mensup bireylerin başarılarında kalması gerekirken yazar, kimlikleri karıştırmış ve başarılı insanların yahudi dinine mensup olmalarını öne çıkarılmıştır: Yazar, aşağılık kompleksi içinde Yahudiliği övmekte Müslümanlığı yermektedir.
Güç eksenli sorular (Neden Yahudiler bu kadar güçlüdür?; Neden Müslümanlar bu kadar güçsüzdür?) gramatik açıdan birer soru cümlesi olsa da anlam itibariyle içerikten yoksundur. Belki tercüme hatasıdır, yorum yapmak istemiyorum. Ama güç üzerinden tanımlanan şey açık değildir ve getirilecek her tahmin denemesi yorum olmanın ötesine geçmez. (Güç, başlı başına olumlu bir niteleme de değildir.)
Bu edepsiz yazar, Müslüman dünyasının bilgi üretememesinden hareketle bilgiyi yayamadığı ve uygulayamadığını ifade etmektedir. Okur yazar ve bilim adamı sayılarını arttırır, arge yatırımlarının GSMH’ya  oranını yükseltebilirsek bilgi üretebilecek kapasiteye belki ulaşabilirmişiz.
İslam dünyası, ortalama 200 yılı bulan ciddi bir sömürgeci tecrübe yaşadı.  Bu gün sosyolojik olarak Müslüman dünyasında gördüğümüz problemlerin önemli bir kısmı, sömürgeci  mirasın günlük hayatın siyasi, ekonomik, kültürel, dini alanlarında yarattığı tahribatta aranmalıdır. Bu nedenle de sosyolojik ve dinsel anlamda Müslümanları, sorguya çekemezsiniz. Hani Napolyon’a ukalalık yapmak isteyen aristokrat, kendi soyunu sopunu saydıktan sonra sormuş: sizin soyunuz? Napolyon, gülmüş, “benim soyum benle başlıyor demiş.” Sosyolojik anlamda Müslümanlar, daha yeni yeni kendine geliyor,  sahaya yeni çıkıyor. Çok şükür sömürge tecrübesi yaşamamış ülkemiz bile 1980’den bu yana canlanmaya, 2000’lerden bu yana da yürümeye başlamadı mı?
Eğitim olayına hiç girmiyorum. Meraklıları, İvan İllich’e havale edeyim. Her şey göründüğü kadar masum olmayabilir.
Kendi ülkesine ve İslam dünyasına, bir yabancı gözü ile bakmak, oryantalizmden başka nedir ki?



18 Ocak 2014 Cumartesi

Seden Gürel'den Başbakan Yorumu

Seden Gürel'in Hesaplaşma isimli muhteşem albümünde bulunan "Bi Bulsam" isimli şarkı, Sevgili Başbakananımıza yönelik bitmek bilmeyen iç ve/veya dış kaynaklı saldırılara, samimi bir karşı duruşu seslendiriyor. Şarkıyı bu bakış açısı ile bir kez daha dinlemenizi rica ediyorum. Seden Gürel'i, besteci Azar Habib'i ve söz yazarı Aykut Gürel'i tebrik ediyorum. 




Bi Bulsam
Bile bile çıktım yola, acıyor canım hala

Yanlış bende mi acaba?
Bi bulsam, bi de emin olsam

Bile bile vurdum yola, acıyor içim hala
Bunlar gibi dostun varsa
Boşver başka düşman arama

On kere, yüz kere, bin kere denediler
Olmadı, tutmadı, yetmedi delirdiler
Bizi bitirmeye ant içip sarhoş oldular

Ama ben aşk gibi, ana gibi, kale gibi sapasağlam
Zirvede kar gibi, göl gibi sessiz sakin
Çığ olup gelmeden, kabarıp köpürmeden
Aman aman aman

Orta yolu bulsam, ben de ona uysam
Biraz da kıvırıp sağdan soldan
Söz verip tutmasam, kendime yontsam
Doğruyu görsem, ölümüne sussam

Bunlar bana bi yakışsa, bu günkü aklım olsam
Hata annemle babamda, boş laf hepsi palavra

Mehdi kimlerden çıkacak?

Trabzonun Araklı ilçesinde hemen her alanda etkisini hissettiren efsanevi Çebi sülalesi dışında başka köklü aileler de bulunmaktadır. Bacıoğulları sülalesi bunlardan biridir. Bacıoğullarından biri, kendinde Mehdilik alametleri belirdiğini gözler. Bir müddet içinden gelen "Sen Mehdisin" uyarısını görmezden gelmeye çalışsa da sonunda daha fazla gerginlik yaratıp ilahi iradeye karşı gelmek istemez, naçar etrafına mehdi olduğuna dair ulaştığı gerçeği tebliğ etmeye başlar. Kısa sürede popüler olur, ünü ilçe sınırlarını zorlamaya başlar.
Olayı fark eden müftü, duyumu izleyen ilk cuma namazı öncesi hutbede yerini alır, başlar vaaz etmeye.
"Aziz müslümanlar; evet, mehdiluk hakdur, Peygamber efendumuz bilgi vermiştur... mehdi bir gun elbette çıkacaktur, çikacaktur ama çikacak olan bu mehti, kesunlukle Bacioğullarindan çikmayacaktur!"
Cemaatten yaşlıca bir zat, ayağa kalkar, bozulmuştur; güvensiz, ince bir ses tonu ile sorar : "nasi yani müfti efendi, mehdi da mi Çebilerden çıkacak?"
-Anekdotun kaynağı, İrfan Mert'e teşekkür ediyorum.

28 Aralık 2013 Cumartesi

Alıntılar

Dostoyevski'nin ilginç bir duası vardır: "Allah'ım bana baş edemeyeceğim bir şey vermeyeceğini biliyorum. Sadece bana bu kadar güvenmeseydin diyorum." Baş edip edememe gücüne dair kaygı değil de maliyetine, ancak böylesi güzel vurgu yapılırdı. 

Şeref Oğuz, Sabah Gazetesi, 23.12.2013


Biraz İnsan Ol Diyeceğim Ama Seni Zor Durumda Bırakmaktan Korkuyorum

‘İnsanlar Şiddete Bayılır. Trafik Kazası Gördüklerinde Enkazdaki Cesetleri Görmek İçin Dururlar. Ama Aynı İnsanlar Boksun Sevilmesinden Şikayet Ederler. Ne Olduğu Hakkında Fikirleri Yoktur. Boks Saygıyla Alakalıdır.. ‘

24 Aralık 2013 Salı

Hayattan Damıtılan


1. Bir okul bir insanı mezuniyetini müteakip en fazla 10 yıl taşır. 30’undan sonra sorulmadıkça ya da gerekmedikçe mezun olduğu okulun adını seslendirerek itibar sağlamak isteyen insanların geçmişi, sakladıkları başarısızlık hikayeleri ile doludur. 


2. Banka ile müşterinin kredi ilişkisinde; insanlar geçmişlerini satarlar, bankalar insanların geleceklerini satın alırlar.


3. Sevgi testi: Sizi seven, sizin sevdiğiniz şeyleri de sever.  Çocuğunuzun başını okşamayan, çantanıza hor davranan, araba lastiğinize tekme atanların dilinde sevgi kelimeleri de yer alsa bir anlamı yoktur. 

Murat Karayalçın

Gürkan Zengin ve Ekol tv'ye teşekkür ediyorum. Ankara BB ve SHP'nin eski başkanı Murat Karayalçın'la mülakat yaparak 'adam s...