9 Eylül 2016 Cuma

6-7 Eylül 1955 ve Kayıplarımız

Ötekinin varlığı, sınırlarımızı da belirler, empati ve uyum yeteneklerimizi geliştirerek insan olma sürecimize olumlu katkı verir. Dünyada başka okuma, görüş, anlayış, inanış olduğunu görmek, başkasını kabul etmeyi, esnek olmayı sağlar, kesin inançlı (davar) olmaktan korur bizi.
6-7 Eylül olaylarıyla Türkiye toplumunun sosyolojisi değişti. Görünürde; 'gâvurları' kaçırınca tarihte hiç olmadığımız kadar homojen (Müslüman) bir toplum olduk. Oysa Millet, daha çok kısa bir süre önce Cumhuriyeti kuranlarca formatlanmış, eklektik bir kimlik değişim sürecinin içinden geçiyordu, dolayısı ile bu homojenize oluşun pratikte pozitif bir anlamı olamadı. Kızılelması olmayan ataerkil bir köylü toplumuyduk ve köyden kente göç, artan sanayileşme ile birlikte çok farklı-yeni kültürel ortalamalar üretmekteydi.
Yıllar sonra Nihat Genç, Ofli Hocaya "gâvurdan korkan müslümanluk, habu yüzyilda icat oldi" dedirtir. Öteki ile yüzleşmek, kendimizi anlamamızı, keşfetmemizi sağlar, gelişimimiz için probiyotik gibidir, bağışıklık sistemimizi destekler.
Gayrimüslimler, bizim insan kardeşlerimizdir.
6-7 Eylül, Türk Milletinin toplumsal gelişimini olumsuz etkilemiş siyasi bir operasyondur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sanatçının özgürlüğü

Yeteneklerini icra etmek, sanatçıyı günlük maişetini tedarikten alıkoyduğu için tarih boyunca sanat ve sanatçı, hamilik müessesine ihtiyaç d...