Terörle mücadelenin son terörist de ortadan kaldırılıncaya kadar sürdürüleceği fikrini anlamakta güçlük çekenler, acilen bu politikadan vaz geçilerek "şiddetin şiddeti doğurduğu" gibi söyleniş bağlamı farklı ve konu ile ilgisi olmayan argümanlar üzerinden terörle mücadelenin netice alınmadan durdurulması ve terör örgütü ile yeniden müzakere masasına oturulmasını istemekteler.
Kanaatimce Bölgede yaşayan ve ataerkil kültürün korkutmaları yerine barışa ve kardeşliğe destek veren insanımızı, pratikte teröristin inisiyatifine terk etmek anlamına gelecek olan masaya oturma fikrinin söylem olmak dışında hiçbir değeri yoktur.
Elbette bu toprakların gerçek sahibi olan sessiz çoğunluğun kardeşçe yaşamak yönündeki arzusunu/seçimini, sevgi açlığı içinde travmatik bir çocukluk yaşamış ve psikolojik yardım alamadığı için kendini şiddet üzerinden ifade eden teröristin tercihi ile bir ve eşit tutamayız.
Terörist profili, yukarıdaki belirtilerin yanında kendisine ilk sevgi/ilgi göstereni kaybetmemek için yapabileceği başka seçimleri göz ardı ederek katıldığı grubun kendisine biçtiği rolü, bir kabul seramonisi sanıp ailesinde aradığı tüm nitelikleri grubuna aktarmış, yıllar sonra geçmişi yeniden hatırlarken "başka seçeneği olmadığını" ifade eden ve kendini kurban hisseden eli silahlı kadın ya da erkekten müteşekkildir.
Bu profilin güncel uğraş kriterlerindeki kimi değişimlerin yol açtığı ve kendini siyasetçi, akademisyen, üniversite öğrencisi, esnaf, beyaz yakalı çalışan, işçi, çiftçi vb gibi farklı görünürlükler üzerinden ifade eden başka teröristlerin varlığı, yapıp ettiklerine göre değerlendirilmektedir. Bu ikinci grup, aktif bir silahlı eylem içinde olmadığından ölü severliğin kültürel taşıyıcısı olarak memleketimizin bütünsel varlığına yönelmiş başka tehditlerle örgütünün yapacağı stratejik işbirliklerine kaynak (zaman, emek, para) ayırmak suretiyle hizmet vermektedir. Bu gruba girenlerin doruk deneyimlerinin, toplumda normal sesle ifade edilmesi, genellikle suç kapsamına gireceğinden ruhlarındaki tatminsizlik her geçen gün büyüyecek bu da potansiyel bir şizofreniye zemin hazırlayacaktır.
Peki, son terörist de ortadan kaldırılıncaya kadar terörle mücadelenin sürdürülecek olmasının pratikteki anlamı ne? Bu tarz işlere bulaşmış herkes ölecek mi gerçekte?
Buna dünyada en çok kullanılan enerji kaynağı olan petrolün akıbeti üzerinden kurgulanacak bir metaforla anlatmanın daha uygun olacağı kanaatindeyim: Petrol, bir gün bitecek mi? Hayır, petrol hiçbir zaman bitmeyecek. Ancak petrol çıkarma maliyetleri öyle yüksek bir noktaya gelecek ki, onu çıkarmak ekonomik olmaktan çıkacak. Şu halde yeryüzünde petrol bitmeden, petrol çıkarma maliyetlerindeki artıştan dolayı petrolün kullanımı bir gün biteceğinden çıkarılma faaliyetlerine son verilecektir.
Terör de böyle olacak: görünürdeki tüm teröristler temizlendikten sonra kalanlar, kendilerinden öncekilerin akıbetlerini gördüklerinden ya bu "işi" bırakıp yurt içi ya da yurt dışına çıkarak kaybolurlar ya da seveni kalmamış serseri aşık gibi kendilerini de imha edecekleri daha büyük kamikaze eylemlerine girişerek terörden temizlik işini bizzat kendileri yaparlar. Yurt içinde kaybolma fikri, geçmişte Alman Nazilerinin kalarak ya da göç ederek bulundukları/yaşadıkları toplum içine karışıp izini kaybettirmek biçiminde denedikleri tecrübeye uygun olarak ecelleri izin verirse/zamanı geldiğinde yakalandıkları, son derece huzursuz, doğal ve sahici bağlar kuramayan bir zaman kullanımı biçiminde yaşayacakları bir gelecek tasavvuru içinde kalacakları öngörülebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder