12 Temmuz 2015 Pazar

Srebrenitsa Katliamı

Bugün, 11 Temmuz,  Srebrenitsa katliamının yıldönümü. Her ne kadar, Birleşmiş Milletler 'de Rusya'nın veto etmesi nedeniyle Soykırım olduğu henüz hukuki olarak tescil edilmediyse de fiili olarak sekiz binin üzerinde esir statüsünde, savunmasız insan katledildi, Srebrenitsa'da.

Bu tarihi süreç içinde Türk Halkı, bu katliamın mağdurları, Aziz Boşnak halkının yanında oldu hep. Bu tutum, Boşnakların Müslüman olması, Türkiye'de ciddi bir Boşnak Göçmen topluluğunun yer alması gibi nedenlerin ötesinde başka gerekçelerle de izah edilebilir.

Türk Halkının bu tavrını, Boşnakların Müslüman olma sürecine kendi tarihsel tecrübesi içinden vesile ve şahit olması şeklinde özellikle ifade etmeliyiz. Bir de tarihsel misyonumuz olan adalet duygusunu kayıtlara geçirmeliyiz. Dolayısı ile pozisyonumuzun meşruiyeti, yalnızca dini birliktelik değil, onların İslamlaşma sürecinde sorumluluğumuz var ve onlar büyük oranda islami kimliklerinden dolayı bu soykırıma tabi tutuldular. Şüphesiz bu elim olayın failleri, dönemin insanlarıdır ve bugün o zalim insanlarla aynı etnisiteye sahip başka insanları suçlama eğiliminde/durumunda değiliz, buna hakkımız yok: Suçun şahsiliği prensipini ihlal edemeyiz.

Şu halde tarihi bir soykırımdan söz ettiğimizi de kayıtlara geçirmiş olalım. Sırp Başbakanının törenlerde protesto edilmesini yanlış bulma sebebimiz de buraya dayanıyor. Acını paylaşmaya gelen insanı suçlamak, kimsenin acısını hafifletmez, tersine ihtiyacımız olmayan hayali bir düşman yaratır. Kendimizi o düşmana endeksler, gölge boksu yaparak motivasyonumuzu geçmişe bağlamış oluruz. Bu travmanın kalıcı olmasını sağlar, depresyon kültürleşir. (Ermenilerin durumu) Kimsenin Bosna'nın güzel insanlarına, Sırpları Stebrenitza üzerinden düşman edinmeyi tavsiye etme hakkı yoktur. Onlar, Dayton Anlaşmasıyla zaten elleri kolları bağlanmış bir millettir. Bu kuşatılmışlığı yararak özgürleşmek gibi sahici bir hedefe odaklanmak yerine geçmişin sahipsiz mirasına küfür etmeyle vakit kaybetmeyi tavsiye etmek bize yakışmaz. Doğru da değildir. 


 O zaman geçmişin bu elim olayını hatırlamayı istememek mi gerekir? Hayır, asla. Tarih bize geldiğimiz yeri ve gittiğimiz yönü gösterir. Bu ve buna benzer olayların yeniden yaşanmaması için devlet ve millet düzeyinde tedbirler alınmalı ancak olayın faillerine ilişkin yargıların genelleştirilmemesine, bugüne taşınmamasına dikkat edilmelidir. Sanıldığının aksine zalimlik, Sırplara mahsus bir özellik değildir. Tarih, uygun koşullarda insanların kendi çıkarları için başka insanları gözünü kırpmadan kitlesel kıyımlara tabi tutabildiğinin örnekleri ile doludur.
Güzel, huzurlu ve mutlu bir gelecek ancak sevgi temelinde inşa edilebilir. Bu sevginin karşılıklı olması, ilişkiyi kalıcı kılar.


Şehitlerimize Allah'tan rahmet, kederi ailelerine baş sağlığı diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sanatçının özgürlüğü

Yeteneklerini icra etmek, sanatçıyı günlük maişetini tedarikten alıkoyduğu için tarih boyunca sanat ve sanatçı, hamilik müessesine ihtiyaç d...