2 Nisan 2015 Perşembe

İş üzerine düşünceler - 3

20. yüzyılın başlarından itibaren üretim süreçlerinde İş'in kısımlarına ayrılması, kendisinden umulan beklentileri karşıladı: Uzmanlaşma ve verimlilik arttı, ürün standardizasyonu ve buna bağlı ticaret, hukuk ve kültür de değişerek gelişti. Bütün bunlar, yığın üretim denilen hedef kitlesi ancak sosyolojik, ekonomik ve biyolojik olarak tanımlanabilen anonim tüketici grupları için tarihte kendisinden önce görülmemiş miktarlarda üretim yapmaya imkan tanıdı. 

İşçi, bu yeni düzende iş üzerindeki hakimiyetini yitirdi. Artık sorumluluğu, üretim bandının öngördüğü asgari üretim miktarını sağlamaktan ibaretti. İnsan emeğinin bir ürünü ortaya çıkarmak suretiyle somutlaşması devri bitiyor, emeğin metaya karşı yabancılaşma devri başlıyordu. Genel anlamda iş, bütünden parçaya, asgari yetenekleri olan herkes tarafından kısa bir eğitimle öğrenilen ve icra edilen bir yapıya evriliyordu, çünkü. Bu homojen işçi tipi, bireysel anlamda "usta"nın üstünde taşıdığı "güç"ten yoksundur, zira işin parçalarına ayrılması, işçiyi de kolayca bir başkası tarafından ikame edilebilir hale getirmiştir. "İşçi" sıfatı, üretim bandında direkt ve dolaylı yer alan herkesi kapsayan bir tanım olarak yaygınlaştı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sanatçının özgürlüğü

Yeteneklerini icra etmek, sanatçıyı günlük maişetini tedarikten alıkoyduğu için tarih boyunca sanat ve sanatçı, hamilik müessesine ihtiyaç d...