15 Mart 2015 Pazar

Mevlüt Bayraktaroğlu Anekdotları-2

Üniversitede son sınıf, ilk dönem, Yöneylem Araştırması dersindeyiz. Hocamız fakültemizin ağır isimlerinden Ayhan Toraman.

Hoca, konusuna hakim, kendi üslubunca şov yapıyor bile diyebiliriz. Hocanın asistanı Orhan Kuruüzüm, tüm samimiyeti ve gençliği ile dersin uygulama saatlerinde örnekler çözüyor.

Yarıyılın başlarını geçmiş ortalarına yaklaşmışız ancak daha ilk sınavlar yapılmamış. Hangi saiklerle bilemiyorum, Ayhan Hoca dersin içinde ancak hiç de tarzı olduğunu düşünmediğimiz bir biçimde ön sıralarda oturan Mevlüt’e sesleniyor.
-          Sen, evet, mavi gömlekli(?), evet, sen...

 Hoca istisnalar dışında henüz ismen kimseyi tanımıyor. Zaten tahtaya öğrenci alarak ders işlediği görülmemiş. Mevlüt'ün çaprazında ve uzağındayım ama yüzünü net olarak görüyorum. Mütereddit davranışları, Hoca’nın işaretiyle sükun buluyor.
-          Evet, Hocam.
-          Adın neydi senin?
-          Mevlüt, Hocam.

Muhtemelen, etrafıyla bir dizi diyalogun ortasında olduğu Hoca tarafından saptanmış ve dersi dinlememenin cezasını yine Hoca’nın belirleyeceği bir yöntemle çekecek…
Hoca, yerinden kalkmasına gerek olmadığını söylüyor. Tahtada çözülmüş simplex algoritma probleminin optimizasyon tablosu var. Tahtadaki çözüm tablosunu göstererek soruyor:

- Şimdi söyle bakalım Mevlüt, bu sağ taraf değerleri ne anlama geliyor?

Mevlüt'ün yüzü beyazlamış, sesi titriyor.
- Bunlar, kullanım miktarları diyor. Optimal çözümün sonuçları yani.

Sesini kullanma biçiminden salladığını hissediyorum, ama dedikleri doğru. Hoca da tatmin olmamış, tablonun en alt satırını gösterip bunların anlamlarını soruyor.
Aynı güvensiz ses, son satırın atıl kapasite miktarı olduğunu söylüyor. Yeni bir sallama denemesi gerçekleştiğini düşünüyorum ama sonuçta söyledikleri doğru. Hoca da benzer kanaatte olmalı ki, yanlış ifadeler kullanarak şaşırtmak istiyor, Mevlüt'ü ama hayır, Mevlüt, yine güvensiz bir tonlama ile doğruyu söylemekte ve tuzaklara düşmemekte ısrar ediyor.

Hoca, o gün Mevlüt’e ne sorduysa doğru bir cevap aldı. Ses tonu, ortamdaki izlenim, her ne kadar sallıyor algısını pekiştirse de duyduklarımız doğru cevaplardı. Konu da orada kapandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sanatçının özgürlüğü

Yeteneklerini icra etmek, sanatçıyı günlük maişetini tedarikten alıkoyduğu için tarih boyunca sanat ve sanatçı, hamilik müessesine ihtiyaç d...