Fatih Üniversitesi Rektörü Şerif Ali Tekalan, Can Paker’i
Pensilvanya’ya; Fethullah Gülen’i ziyarete davet eder. Aylarca uygun bir zaman
bulunamasa da 1 Nisan 2013’te üç günlük bir seyahat için yola çıkarlar. İlk gün
cemaatin televizyonu olan Ebru TV ziyaret edilir, ardından Pensilvanya’ya
çiftliğe gidilir. Hocaefendi’nin ikindi namazından sonra geleceği ifade edilir.
Kitaptan devam ediyorum:
“İkindi namazı geldi. Namaza gidildi. Namaz kılındı. Ben
kılmadım. Çok kibar insanlar. Ama belli ettiler, bir şaşkınlık oldu.
Ondan sonra Hocaefendi namaz kılan cemaate sohbet yapıyor...
İslami kavramları ortaya atıp öğretiyor. Benim gibi bir
dinleyen için aralarında çok bağ olmayan bir şekilde konuşuyor. Ben bir bağ
kuramıyorum.
Her vaazdan sonra Türkiye ile ilgili suallere cevap
verirmiş.
“Ben biraz rahatsızım. Bugün cevap vermeyeceğim“ dedi.
Benimle de akşam namazından sonra sohbet etmek istediğini
söyledi. Sonra istirahate çekildik.
Akşam yemeği yendi, namaza gidildi.
Namazdan sonra, bu sefer başka bir yerde, 10-12 kişi,
Hocaefendi’yle iki saat kadar konuştuk.
İşte orada ortaya kavram atıp bırakmıyor. Çok disiplinli ve
fevkalade analitik konuşuyor.
Çok okuduğu ve bilgili olduğu belli.
Artı, bütün dünyayı takip ediyor. Suriye diyorsun, Suriye
analizi yapıyor. Bütün yapısal analizini yapıyor. Irak, İran, Avrupa’yla ilgili
de öyle. En son bilgilere sahip.
O iki saatlik konuşmada “Cemaatte neden bir gizlilik var?”
diye sordum.
Haklı buldu beni. “Açılmamız gerekiyor,” dedi.
Bu kapalılığın yanlış yorumlara yol açacağını söyledim.
Tayyip Bey’i beğendiğini fark ettim.
“Türkiye için büyük işler yaptı,” diyor.
Emniyette ve yargıda karşı karşıya gelmeleri için “olur
böyle şeyler” anlamında bir cümle kullandı. Ben cemaatin çok yararlı işler
yaptığını, önemli bir ağ olduğunu, ama böyle bir yapının siyasetin içinde
olamayacağını, zaten yapamayacağını söyledim. Buna hiçbir şey demedi.
Tabii ki bir sivil toplum örgütü siyasete etki eder. Ama
etki etmek ve siyaset yapmak ayrı şeyler. Karar mekanizmasının içinde olamaz
sivil toplum örgütü. Ama siyasi karara etki etmeye çalışır. Ama karar
vericilerin biri olamaz. Bunu konuştuk.
Ondan sonra odasını gösterdi. Yattığı yeri gördük.
Çok basit ve sade bir yer. Bir yer yatağında yatıyor ve
küçük bir yerde yaşıyor. Muhtemelen çok okuyor.
O gece yine otelde yattık, ama geldik yine.
…….
Çok zeki bir insan. Çok okuyor. Oradan duyduğum kadarıyla
ilkokul 3’ten terk!
Kimse geldiği yere boşu boşuna gelmiyor.
Çok büyük mesafe katetmiş. Tam bir lider. Liderden öte!
Ben ona sosyolojik ve siyasal olarak bakıyorum ama
oradakiler öyle bakmıyor. Onlar, önder, kutsi tarafı olan birisi olarak bakıyorlar.
Tahminim, Gülen Hareketi, ciddi bir sivil toplum hareketi ve
network olarak devam edecektir.
Ama siyasi karar verme mekanizması içinde olamaz, seçime
girmiyor çünkü. Siyaset oydan alıyor gücünü.
Türkiye’de gücünü halktan almayan en büyük güç orduydu sekiz
yıl. Onun da siyasi gücü kalmadı.
Gülen Hareketi’nin siyasi bir gücü olduğuna inanmıyorum.
Allah uzun ömür versin. Fethullah Hoca’dan sonra da,
hareketin devam edeceğini düşünüyorum.
Bir CAN PAKER kitabı, Fatih VURAL, ALFA Yayınları, sh.546-549,
Temmuz 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder