İstatistiklerin yalancısı
olarak diyoruz ki, yeni kurulan işletmelerin %80’i, kuruluşunu izleyen birkaç
yılda ekonomik hayattan çekilmekte. Nedenlerine ilişkin bir dizi gerekçe
söylemek mümkünse de temelde iki nedenden söz etmek gerekli: Satışla ilgili
problemler ve kurumsallaşma ile ilgili problemler...
Finansçılar, satışı
işletmenin kalbine benzetirler. Kan oradan bütün vücuda pompalanır. Bütçe
çalışmalarında da satış bütçesi en önce hazırlanır. Satış o kadar önemli bir
faaliyettir ki, yoğun olarak devam ettiği sürece belki de işletmede var olan
pek çok gider ya da maliyet esaslı problem, fark edilmek için kriz gibi daha
dingin(!) zamanları bekler.
Üretim sektörü için
ticari faaliyet döngüsü, hammadde alımı, üretim süreci, ürün satışı ve tahsilat olarak
şekillenir. Sermaye, kısmen mal alımlarında, kısmen de faaliyet esnasında
ortaya çıkan giderlerin finansmanında kullanılır. Ancak yeterince güven
verdiğinizde –bankayı hatırladınız mı?- anlayışlı bir tarzı olan ticari hayat, bir
taraftan girdi niteliğindeki mallarınızı vadeli almanıza imkan tanır, öte
yandan sizden de aynı şekilde ürün satışlarınızı -alışlarınıza göre- daha uzun
vadelerle satmanız için anlayış bekler: 45 gün vade ile al, 10 günde üret, 60
gün vade ile sat. 45.gün geldiğinde ödemeyi yapmak için yeterli kaynağınızın
olduğunu umuyoruz. Zira geçmiş günler içinde kirayı, işçiliği, işçilerin
sigortasını, muhtasarını, kestiğiniz faturanın tahsil etmediğiniz KDV’sinin
karınıza tekabül eden kısmını, elektriği, … ödediniz. Liste uzun ama göründüğü
kadar da ürkütücü değil, bilenler bilir. Ekonomik bir faaliyet içindeyiz,
bunlar doğal etkinlikler. 70.gün geldiğinde müşterinizin ekonomik bir sorunu
yoksa –basitleştirelim-satış gelirini tahsil edeceksiniz. Size güven telkin ettiği
için kendisine vadeli mal satarak kredi açtığınız müşteriniz, iş ödemeye
geldiğinde problem çıkarıyorsa, ciddi bir kalitesiz alacak stokunuz oluşuyor demektir.
Böyle şeyler işin başlangıcında en azından istatistiksel olarak pek olmaz diye
girişimci adayımızı rahatlatalım. Ama sermayenin önemine vurgu yapmak için
verdiğimiz bu örnekten de görüleceği gibi her müşteriniz için belirlediğiniz
bir kredi limiti olmalı ve bunu aşmamak için kendinizi dizginlemelisiniz.
Genellikle tatlı karların önerildiği tekliflerde dile getirilmemiş riskler
olur.
Sonuç olarak sermaye, bir
işletme için iş fikrine yakın bir değerdedir. Sermayesiz iş olmaz mı? Olur
tabii… Evrende neler olmuyor ki? Romantizm, 19. Yüzyılda doğmuş bir edebiyat
akımı olarak günümüzde de anlamlı örnekler, beklentiler yaratıyor. Yukarıdaki
paragraf, ısrarlı romantikleri, bir başka edebiyat akımı olan realizme
döndürmek için kaleme alındı. Şimdi gerçekleri konuşalım: Sermayeniz değerli ve
gereklidir. Asla herhangi bir nedenle zayi edilmemeli ve dahi etkin/verimli
kullanılmalıdır.
Amaç
sermayenin kıt bir kaynak oluşundan hareketle etkin kullanılması olunca yeni
kurulan işletmenin sabit giderlerini daha başlangıçta makul tutması elzemdir.
İşte bu noktada 1980’lerden bu yana dünyada yaygınlaşmaya başlayan, ülkemizde
KOSGEB’in amiralliğini yürüttüğü İŞ GELİŞTİRME MERKEZİ uygulamalarından
bahsetmemiz gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder