28 Ocak 2017 Cumartesi
Pink Filmi (2016) filmi kapanış şiiri
Kendinizi bulmaya doğru yola çıkın.
Neden karamsarsınız?
Yürümeye başlayın.
Zaman bile sizin varlığınızı arıyor.
Zaman sizi de arıyor.
Şalınızı bir bayrak gibi sallayın, devrim yaratın.
Gökyüzü de korkacak.
Şalınız düşerse, bir depreme sebep olacak.
Bir depreme.
Kendinizi bulmaya doğru yola çıkın.
Neden karamsarsınız?
Yürümeye başlayın.
Zaman bile sizin varlığınızı arıyor.
Zaman sizi de arıyor.
Neden karamsarsınız?
Yürümeye başlayın.
Zaman bile sizin varlığınızı arıyor.
Zaman sizi de arıyor.
Giyim kurallarını fazla düşünmeyin ve onlara sadece giysi olarak bakın.
Giyim kurallarını düşünmeyin ve onlara sadece giysi olarak bakın.
Tüm kısıtlamaları yıkın ve onlardan kendinize bir silah yapın.
Onları silah olarak kullanın.
Kendinizi bulmaya doğru yola çıkın.
Neden karamsarsınız?
Yürümeye başlayın.
Zaman bile sizin varlığınızı arıyor.
Zaman sizi de arıyor.
Karakteriniz iyiyken bile neden yüzünüz asık?
Günahkarların sizi yargılamaya hakları yok.
Yargılama hakkı.
Kendinizi bulmaya doğru yola çıkın.
Neden karamsarsınız?
Yürümeye başlayın.
Zaman bile sizin varlığınızı arıyor.
Sosyal normları yakın.
Onlar hain birer tuzak.
Sosyal normları yakın.
Onlar hain birer tuzak.
Siz fitilin üstündeki küçük ışık değilsiniz.
Siz öfkenin ateşisiniz.
Kendinizi bulmaya doğru yola çıkın.Yürümeye başlayın.
Zaman bile sizin varlığınızı arıyor.
Zaman sizi de arıyor.
Giyim kurallarını fazla düşünmeyin ve onlara sadece giysi olarak bakın.
Giyim kurallarını düşünmeyin ve onlara sadece giysi olarak bakın.
Tüm kısıtlamaları yıkın ve onlardan kendinize bir silah yapın.
Onları silah olarak kullanın.
Kendinizi bulmaya doğru yola çıkın.
Neden karamsarsınız?
Yürümeye başlayın.
Zaman bile sizin varlığınızı arıyor.
Zaman sizi de arıyor.
Karakteriniz iyiyken bile neden yüzünüz asık?
Günahkarların sizi yargılamaya hakları yok.
Yargılama hakkı.
Kendinizi bulmaya doğru yola çıkın.
Neden karamsarsınız?
Yürümeye başlayın.
Zaman bile sizin varlığınızı arıyor.
Sosyal normları yakın.
Onlar hain birer tuzak.
Sosyal normları yakın.
Onlar hain birer tuzak.
Siz fitilin üstündeki küçük ışık değilsiniz.
Siz öfkenin ateşisiniz.
Neden karamsarsınız?
Yürümeye başlayın.
Zaman bile sizin varlığınızı arıyor.
Zaman sizi de arıyor.
Şalınızı bir bayrak gibi sallayın, devrim yaratın.
Gökyüzü de korkacak.
Şalınız düşerse, bir depreme sebep olacak.
Bir depreme.
Kendinizi bulmaya doğru yola çıkın.
Neden karamsarsınız?
Yürümeye başlayın.
Zaman bile sizin varlığınızı arıyor.
Zaman sizi de arıyor.
27 Ocak 2017 Cuma
Yunanistan'ın İadeyi Red Talebi ne anlama geliyor?
Yunanistan Yüksek Mahkemesinin, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Yunanistan'a kaçan 8 darbeci askerin Türkiye'ye iade edilmemeleri yönünde verdiği karar, Cenevre'den Kıbrıs'a taşınmış olan Kıbrıs Müzakerelerinde Türkiye'nin elini güçlendirirken Rum ve Yunan tarafını güç durumda bırakacak.
Malum olduğu üzere Rum ve Yunan tarafı, yapılacak düzenlemeler sonrasında Türkiye'nin anlaşmalarla düzenlenmiş garantörlük haklarından vaz geçmesini istiyordu.
Mahkeme kararı, Türkiye'nin garantörlüğü/kontrolü kalktığında Kıbrıs'ta neler olabileceğine dair çok yeni bir örnek oluşturdu.
Türkiye, kanıtlarını söylemle değil eylemle destekleyecek.
Malum olduğu üzere Rum ve Yunan tarafı, yapılacak düzenlemeler sonrasında Türkiye'nin anlaşmalarla düzenlenmiş garantörlük haklarından vaz geçmesini istiyordu.
Mahkeme kararı, Türkiye'nin garantörlüğü/kontrolü kalktığında Kıbrıs'ta neler olabileceğine dair çok yeni bir örnek oluşturdu.
Türkiye, kanıtlarını söylemle değil eylemle destekleyecek.
Trump'ın Güvenli Bölge'si ne anlama geliyor?
“Trump, Suriye'de güvenli bölgeler kurmak istiyor.” Bu durum, Türkiye tarafından, sırf benzer kelimeler kullanıldığı için bir çeşit “diplomatik zafer” olarak nitelendirilebilir mi?
Türk Dış İşleri Sözcüsünün beyanlarında, “söyleminizin belirleyici bir değeri yok, bölgede bizim de güçlerimiz, istihbaratımız var” diyen son dönem Türk Dış Politikası Yaklaşımının izlerini görmek mümkün: “detaylı açıklamayı görmek lazım, kelime oyunlarına itibar edilmeyecek” (mealen) Yeni Başkan, istediği avansı alamamış oluyor bu durumda...
ABD, ne yapmak istiyor? Türkiye, Suriye’de Fırat Kalkanı Harekatı ile şehit vererek tesis ettiği barış bölgesinde; ABD’ye güvenli bölge kurma imkanı bahşetmeyeceğine göre ABD’nin sözde projesi için PYD’nin etki alanına müracaat etmesi dışında bir seçeneğinin olmadığı görünüyor. Bu da, seküler karakterli bir terör örgütü devletinin temellerinin inşaasından başka bir anlam taşımaz. Türkiye, bu stratejiyi yer mi? Yemez tabii...
Trump, oluşturulacak güvenli bölgenin kurulum ve işletim masraflarını, tek taraflı olarak Körfez ülkelerinin karşılayacağını beyan ediyor. Meksika sınırına yapacağını iddia ettiği duvarın masraflarını da Meksika’nın ödeyeceğini söylemişti. Türkiye’de “En Kahraman Rıdvan” tavrı olarak bilinen bu tek yanlı “meydan okuyan” görüş açıklama sanatının bir yaptırım gücü bulunmuyor. Yalnızca söylem esnasında kibir duygusunu tetiklediği için söyleyen ve dinleyenlerde bir çeşit uyuşturucu zevki veren geçici, hormonal bir duygudurumuna yol açıyor.
Tepkisel Trump’ın, ayaküstü bulduğu (iç) müttefikleri ile başkalarını oyalayacak ve saçmalığındaki "boncuğu" arayacakları söylemler üretmeyi sevdiği anlaşılıyor.
Küfürbazlığı ile ünlü Filipin Devlet Başkanı Rodrigo Duterte’nin meşhur ABD söylemi, Obama’nın gidişiyle sakinleşeceği yerde küresel ölçekte bulaşıcı bir nitelik kazanacak gibi görünüyor.
Türk Dış İşleri Sözcüsünün beyanlarında, “söyleminizin belirleyici bir değeri yok, bölgede bizim de güçlerimiz, istihbaratımız var” diyen son dönem Türk Dış Politikası Yaklaşımının izlerini görmek mümkün: “detaylı açıklamayı görmek lazım, kelime oyunlarına itibar edilmeyecek” (mealen) Yeni Başkan, istediği avansı alamamış oluyor bu durumda...
ABD, ne yapmak istiyor? Türkiye, Suriye’de Fırat Kalkanı Harekatı ile şehit vererek tesis ettiği barış bölgesinde; ABD’ye güvenli bölge kurma imkanı bahşetmeyeceğine göre ABD’nin sözde projesi için PYD’nin etki alanına müracaat etmesi dışında bir seçeneğinin olmadığı görünüyor. Bu da, seküler karakterli bir terör örgütü devletinin temellerinin inşaasından başka bir anlam taşımaz. Türkiye, bu stratejiyi yer mi? Yemez tabii...
Trump, oluşturulacak güvenli bölgenin kurulum ve işletim masraflarını, tek taraflı olarak Körfez ülkelerinin karşılayacağını beyan ediyor. Meksika sınırına yapacağını iddia ettiği duvarın masraflarını da Meksika’nın ödeyeceğini söylemişti. Türkiye’de “En Kahraman Rıdvan” tavrı olarak bilinen bu tek yanlı “meydan okuyan” görüş açıklama sanatının bir yaptırım gücü bulunmuyor. Yalnızca söylem esnasında kibir duygusunu tetiklediği için söyleyen ve dinleyenlerde bir çeşit uyuşturucu zevki veren geçici, hormonal bir duygudurumuna yol açıyor.
Tepkisel Trump’ın, ayaküstü bulduğu (iç) müttefikleri ile başkalarını oyalayacak ve saçmalığındaki "boncuğu" arayacakları söylemler üretmeyi sevdiği anlaşılıyor.
Küfürbazlığı ile ünlü Filipin Devlet Başkanı Rodrigo Duterte’nin meşhur ABD söylemi, Obama’nın gidişiyle sakinleşeceği yerde küresel ölçekte bulaşıcı bir nitelik kazanacak gibi görünüyor.
18 Ocak 2017 Çarşamba
l. Dünya Savaşı bitti mi?
Birinci Dünya Harbinde ilk teslim olan ülke Bulgaristan'dı. Bulgarlar, 27 Kasım 1919 tarihinde Neuilly Antlaşmasını imzaladılar.
Anlaşma, aşağıdaki haritada kırmızı renge boyanmış toprakların komşu ülkelere devri ile Bulgar ordusunun 20 bin kişiyi aşamayacağı hükmünü öngörüyordu.
Ömrü boyunca İngiliz İstihbaratına çalışmış ünlü tarihçi Arnold Toynbee, savaşta iftira dahil her türlü namussuzluğu kullanarak yendikleri Türkleri, yok edip yeryüzünden kaldıramayacaklarını bilmenin üzüntüsüyle Sevr'i hazırladıklarını ifade etmektedir.
Savaş, bir grubun yenmesi, diğer grubun yenilmesiyle sona ermez. Savaş, kendisini ortaya çıkaran koşulların kalkmasıyla sona erer.
Anlaşma, aşağıdaki haritada kırmızı renge boyanmış toprakların komşu ülkelere devri ile Bulgar ordusunun 20 bin kişiyi aşamayacağı hükmünü öngörüyordu.
Ömrü boyunca İngiliz İstihbaratına çalışmış ünlü tarihçi Arnold Toynbee, savaşta iftira dahil her türlü namussuzluğu kullanarak yendikleri Türkleri, yok edip yeryüzünden kaldıramayacaklarını bilmenin üzüntüsüyle Sevr'i hazırladıklarını ifade etmektedir.
Savaş, bir grubun yenmesi, diğer grubun yenilmesiyle sona ermez. Savaş, kendisini ortaya çıkaran koşulların kalkmasıyla sona erer.
Merkez Bankası Stratejileri
Önce Bankalar arası piyasada sınırsız olan borç alma limitlerini, 22 milyar TL'ye düşürdü, Merkez Bankası. Hemen arkasından 22 milyar TL'yi aşabilecek taleplerini karşılamak üzere döviz mevduatındaki munzam karşılıklarını da, 50 baz puan düşürdü. Böylece "Bu değişiklik ile finansal sisteme yaklaşık 1,5 milyar ABD dolar ilave likidite sağlamış olduğu" kanaatindeydi. Bir ekip anlayışı, baba şefkati görüyor muyuz bu yaklaşımda? Sınırlıyor ama cebin...e de para koyuyor.
Ama olmadı. Bankaların döviz spekülasyonuna karşı Merkez ile birlikte hareket ettiklerini söyleyemiyoruz. Bunu Merkez'in hamlesinin döviz kurunu düşürmediği gibi yükselmesine devam etmesinden anlıyoruz. Merkez'in itibarı zedelenmişti.
Üç gün sonra Merkez, biraz sertleşerek haftalık repo ihalelerini iptal etti ve bankalar arası borçlanma limitini 11 milyar TL'ye indirdi. Bu, "ihtiyacı olan döviz rezervlerini bozdursun" anlamına geliyordu.
2001'in Kasımında Demirbank'ın yaşadığı "rezervi olmadığından" takas kapatamama gibi bankaların saygınlığını zedeleyecek bir durum olmaması için de "geç likidite penceresinden" görece yüksek faizle piyasayı destekleyeceğini açıklıyordu. Sonuç etkileyici oldu: 3,90'dan başlayan düşüş 3,72'leri gördü. Sürecin devam edeceğini bekliyorduk ancak 3,75 dengenin sağlandığı nokta oldu. Ekip ruhu hala yoktu. Bankalar, iyi oynayan kazansın modunda...
Merkez Bankası, 17 Ocak Salı günü akşam saatlerinde, Bankaların piyasadan döviz talebini önleyecek yeni bir karar aldı. Makul bir faiz karşılığı Bankaların döviz talebini kendisinin karşılayacağını, ancak bunun bir satış işlemi olmadığını ifade etti. Zira anlaşmada öngörülen süre dolduğunda banka almış olduğu dövizi Merkez'e aide edecek, TL'sini geri alacak. Bu swap yöntemi ile bir yandan Merkezin "dillere destan" rezervleri erimeyecek öte yandan da bankaların döviz ihtiyaçları için piyasadan döviz toplamasının önüne geçilmiş olacak. Etkisini, 18 Ocak Çarşamba günü göreceğiz. Şaşıracak İngilizler...
Merkez Bankası, finans hatta ekonomi literatürüne yeni iddialar, yeni tarzlar katmaya devam ediyor. Başarılar diliyorum.
Ama olmadı. Bankaların döviz spekülasyonuna karşı Merkez ile birlikte hareket ettiklerini söyleyemiyoruz. Bunu Merkez'in hamlesinin döviz kurunu düşürmediği gibi yükselmesine devam etmesinden anlıyoruz. Merkez'in itibarı zedelenmişti.
Üç gün sonra Merkez, biraz sertleşerek haftalık repo ihalelerini iptal etti ve bankalar arası borçlanma limitini 11 milyar TL'ye indirdi. Bu, "ihtiyacı olan döviz rezervlerini bozdursun" anlamına geliyordu.
2001'in Kasımında Demirbank'ın yaşadığı "rezervi olmadığından" takas kapatamama gibi bankaların saygınlığını zedeleyecek bir durum olmaması için de "geç likidite penceresinden" görece yüksek faizle piyasayı destekleyeceğini açıklıyordu. Sonuç etkileyici oldu: 3,90'dan başlayan düşüş 3,72'leri gördü. Sürecin devam edeceğini bekliyorduk ancak 3,75 dengenin sağlandığı nokta oldu. Ekip ruhu hala yoktu. Bankalar, iyi oynayan kazansın modunda...
Merkez Bankası, 17 Ocak Salı günü akşam saatlerinde, Bankaların piyasadan döviz talebini önleyecek yeni bir karar aldı. Makul bir faiz karşılığı Bankaların döviz talebini kendisinin karşılayacağını, ancak bunun bir satış işlemi olmadığını ifade etti. Zira anlaşmada öngörülen süre dolduğunda banka almış olduğu dövizi Merkez'e aide edecek, TL'sini geri alacak. Bu swap yöntemi ile bir yandan Merkezin "dillere destan" rezervleri erimeyecek öte yandan da bankaların döviz ihtiyaçları için piyasadan döviz toplamasının önüne geçilmiş olacak. Etkisini, 18 Ocak Çarşamba günü göreceğiz. Şaşıracak İngilizler...
Merkez Bankası, finans hatta ekonomi literatürüne yeni iddialar, yeni tarzlar katmaya devam ediyor. Başarılar diliyorum.
Tevazusunda bile kibir var...
Eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'un, anayasa değişikliğinin kuvveden fiile geçtiği bugünlerde sahne alma zamanı gelmiş olmalı ki, çeşitli muhalif medya organlarında yine görünür hale geldiğini görüyoruz.
Daha önce Nisan 2014 döneminde Zaman Gazetesinde dönemin Başbakanına yazdığı 4 açık mektupta Fetönün ürettiği sahte deliller üzerinden Tayyip Beyin mahkemelerde hesap vermesini istemişti.
15 Temmuz da dahil olmak üzere aradan geçen bunca zamana, ...gelişmeye, hakikat ışığına rağmen, beyan ve tavırlarından dolayı mağdur(lar)dan özür dilemedi, Selçuk.
Bugünkü anayasa değişikliği konusunda verdiği beyanlarda da; yıllardır hem konuşurken hem de yazarken kullandığı “bürokratik kibir” üslubunu sürdürdüğünü görüyoruz.
Hukuki İddialarını maddi deliller ve mevzuat hükümleri üzerinden değil de büyük resim üzerinden ifade edenler, siyaset yapmış olurlar, hukuk değil.
Nitekim, 2014'te Tayyip Beyi mahkemelere hesap vermeye çağırırken Fetönün kamuoyu önüne koyduğu delillere dayanıyordu, Sami Selçuk. Bugünse teknik hiçbir açıklama yapmayıp siyasetçi gibi konuşuyor; "başkanlık gelince erklerin birleşeceği" dediği kurt masalından ürkmemizi bekliyor.
Ahir ömründe hukukçu kimliğini de araçsallaştırıp Tayyip Erdoğan düşmanlığına katık etti ya, ibret olarak bunu görmek bize yeter... Söylemlerinin bir değeri yoktur.
Daha önce Nisan 2014 döneminde Zaman Gazetesinde dönemin Başbakanına yazdığı 4 açık mektupta Fetönün ürettiği sahte deliller üzerinden Tayyip Beyin mahkemelerde hesap vermesini istemişti.
15 Temmuz da dahil olmak üzere aradan geçen bunca zamana, ...gelişmeye, hakikat ışığına rağmen, beyan ve tavırlarından dolayı mağdur(lar)dan özür dilemedi, Selçuk.
Bugünkü anayasa değişikliği konusunda verdiği beyanlarda da; yıllardır hem konuşurken hem de yazarken kullandığı “bürokratik kibir” üslubunu sürdürdüğünü görüyoruz.
Hukuki İddialarını maddi deliller ve mevzuat hükümleri üzerinden değil de büyük resim üzerinden ifade edenler, siyaset yapmış olurlar, hukuk değil.
Nitekim, 2014'te Tayyip Beyi mahkemelere hesap vermeye çağırırken Fetönün kamuoyu önüne koyduğu delillere dayanıyordu, Sami Selçuk. Bugünse teknik hiçbir açıklama yapmayıp siyasetçi gibi konuşuyor; "başkanlık gelince erklerin birleşeceği" dediği kurt masalından ürkmemizi bekliyor.
Ahir ömründe hukukçu kimliğini de araçsallaştırıp Tayyip Erdoğan düşmanlığına katık etti ya, ibret olarak bunu görmek bize yeter... Söylemlerinin bir değeri yoktur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Murat Karayalçın
Gürkan Zengin ve Ekol tv'ye teşekkür ediyorum. Ankara BB ve SHP'nin eski başkanı Murat Karayalçın'la mülakat yaparak 'adam s...
-
Orospu Çocuğu ifadesi, bugün yaygın olarak küfür maksatlı kullanılıyor: İtham edilen kişinin annesi, değersizleştirerek kişinin kendisinin d...
-
Gürkan Zengin ve Ekol tv'ye teşekkür ediyorum. Ankara BB ve SHP'nin eski başkanı Murat Karayalçın'la mülakat yaparak 'adam s...
-
Meclis Darbeyi Araştırma Komisyonunun çalışmaları, yakın tarihimizin gri ve karanlık alanlarını aydınlatmakta ve ülkemizin iç politik günd...