Toplum olarak uzunca bir süreden beri, çatısız/açık bir ortamda geceliyoruz. Maddi ve manevi her türlü melanet, elini kolunu sallayıp propagandasını yapabiliyor. İkna ettiği muhipleri de az değil. Daha şimdiden koca bir Mankurt sürüsüne sahibiz...
Toplumumuzun bağışıklık sisteminin beslendiği ana kaynak olan İslamiyet; aynı zaman diliminde yaşamak kısmetsizliğine eriştiğimiz, "her şey gibi dinin de akışkan olabileceği" hipotezini test eden kimi uzmanlarca fütursuzca istismar ediliyor. Büyük cesaret doğrusu! Burada da bir sürüklenme hali var.
Sürüklenme esnasında yapılan her şey kendini koruma amaçlıdır. İdeal davranışa, denge haline örnek olmaz yani. O yüzden genel kitlede görülen marazi (hastalıklı) davranış bozukluklarını kınayıp yargılamayalım. Bunlar geçmişin yoksunluklarının, kimlik kaybının bugüne yansımalarıdır. Mikrofonu eline geçiren, bugünün Müslümanına sövmeyi, aşağılamayı büyük adam tavrı görüyor. Kaybedilmiş Mankurt nesilleri bunlar...içinden çıktıkları yumurtayı beğenmezler. Şevkatle yara sarmayı nereden bilecek? Olmasın zaten onun ilgisi, şevkati. Beklentisi olmasın bunlardan kimsenin. Toplum geneli ile arasında gördüğü üç kuruşluk farkı tekebbüre sermaye yapan;gölge etmesin, başka ihsanı da gerekmez!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder