İster kamu, isterse özel sektör okullarından hizmet alsınlar; öğrenciler, devletin imkanları, dolayısı ile toplumun kaynakları ile eğitim görürler. Eğitim seviyesi yükseldikçe kişinin topluma olan borcu da aynı oranda artar.
Eğitim bürokrasisinin bir şekilde çıktısı olan mezunların bir kısmı, paradoksal bir şekilde - ellerindeki diplomaları nedeniyle - kendilerini toplumun üzerinde görürler. Akıl ile zekanın aynı anlama gelmediğini hatırlayalım.
Genellikle çocukluk döneminde edinilmiş yanlış kabul ve öğrenmeler, kişilerin diploma sahibi olmak hasebiyle sınıf atladıkları kanaatini beslemekte; taze birer elit olarak içinden çıktıkları topluma, tahakküm etmeye hak kazandıkları ve en yalın biçimiyle "sıranın" kendilerine geldiği kanaatini pekiştirmektedir.
Seçimlerini, sınıfsallaşmayı sürdürecek şekilde; toplumun değer ve genel kabullerine karşıt; kendini, kendine benzerlerle aynı kılacak şekilde yaparlar. Bu sürecin yalın bir adlandırması olan yabancılaşma, dilimizde Mankurtlaşma ile aynı anlama gelir...
Eğitim bürokrasisinin bir şekilde çıktısı olan mezunların bir kısmı, paradoksal bir şekilde - ellerindeki diplomaları nedeniyle - kendilerini toplumun üzerinde görürler. Akıl ile zekanın aynı anlama gelmediğini hatırlayalım.
Genellikle çocukluk döneminde edinilmiş yanlış kabul ve öğrenmeler, kişilerin diploma sahibi olmak hasebiyle sınıf atladıkları kanaatini beslemekte; taze birer elit olarak içinden çıktıkları topluma, tahakküm etmeye hak kazandıkları ve en yalın biçimiyle "sıranın" kendilerine geldiği kanaatini pekiştirmektedir.
Seçimlerini, sınıfsallaşmayı sürdürecek şekilde; toplumun değer ve genel kabullerine karşıt; kendini, kendine benzerlerle aynı kılacak şekilde yaparlar. Bu sürecin yalın bir adlandırması olan yabancılaşma, dilimizde Mankurtlaşma ile aynı anlama gelir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder