Bir kişinin suç işleyip işlemediği, teknik bir konudur: delillere bakılır ve ilgilinin bu deliller bağlamında 'o suçu' işleyip işlemediğine karar verilir.
Bir kişinin, ilgili suçu kendi adına değil de bir kurum, örgüt ya da devlet adına işlediği iddiasının, teknik düzeyde ispatı ancak çok istisnai hallerde mümkün olabilir:
Antetli kağıta yazılmış açık bir emir, yazının ekine iliştirilmiş; imza sahibinin bu hususta yetkili olduğunu gösteren imza sirküleri, ve yazılı emir belgesindeki ıslak imzanın ilgilisince atıldığına dair bir uzman kurulunun raporu veya
vicdan azabını ısrarlı bir itiraf ile gidermeyi isteyen, herkesin bir şekilde tanıdığı, dolayısı ile beyanın yeterli olacağı örgütçü, sivil, siyasi, sivil ya da askeri bürokrat itirafı...
Bunlardan bir ya da birkaçının varlığı, suçu işleyenin, adına hareket ettiği kurum veya devleti, o suç kapsamında temsil ettiğini tevsik eder.
Peki FGülen gibi suçu teknik düzeyde -eline silah alarak ateş etmek gibi- bizzat işleyen değil de azmettiren, olaya liderlik eden birinin olayla ilişkilendirilmesi nasıl olacak? Kurumlardaki prosedürün aynısı, tekrar edelim: Antetli kağıtta yazılı emir + imza sirküleri + imzanın gerçek olduğuna dair uzman kurulu raporu ya da bizzat FGülen tarafından itiraf!
Burada bir duralım: ABD ve Fetö yetkilileri ile her ikisinin Türkiye'de ikamet eden sempatizanlarının pazarladığı gibi değil çünkü.
Açıktır ki, kurumun ya da bir örgütün suçlandığı durumlarda suçlayandan teknik düzeyde belge, bilgi istenmesi, ipe un sermektir. Burada ayak izlerine bakılarak bu yapıp etmelerin büyük resimde ne tür sonuçlar doğurduğuna bakmak yeterlidir. Olayın örgüt üyeleri ya da sempatizanı kişiler tarafından yapıldığının ortaya çıkması, asıl failin örgüt olduğunu göstermesi bakımından yeterlidir.
Bir kişinin, ilgili suçu kendi adına değil de bir kurum, örgüt ya da devlet adına işlediği iddiasının, teknik düzeyde ispatı ancak çok istisnai hallerde mümkün olabilir:
Antetli kağıta yazılmış açık bir emir, yazının ekine iliştirilmiş; imza sahibinin bu hususta yetkili olduğunu gösteren imza sirküleri, ve yazılı emir belgesindeki ıslak imzanın ilgilisince atıldığına dair bir uzman kurulunun raporu veya
vicdan azabını ısrarlı bir itiraf ile gidermeyi isteyen, herkesin bir şekilde tanıdığı, dolayısı ile beyanın yeterli olacağı örgütçü, sivil, siyasi, sivil ya da askeri bürokrat itirafı...
Bunlardan bir ya da birkaçının varlığı, suçu işleyenin, adına hareket ettiği kurum veya devleti, o suç kapsamında temsil ettiğini tevsik eder.
Peki FGülen gibi suçu teknik düzeyde -eline silah alarak ateş etmek gibi- bizzat işleyen değil de azmettiren, olaya liderlik eden birinin olayla ilişkilendirilmesi nasıl olacak? Kurumlardaki prosedürün aynısı, tekrar edelim: Antetli kağıtta yazılı emir + imza sirküleri + imzanın gerçek olduğuna dair uzman kurulu raporu ya da bizzat FGülen tarafından itiraf!
Burada bir duralım: ABD ve Fetö yetkilileri ile her ikisinin Türkiye'de ikamet eden sempatizanlarının pazarladığı gibi değil çünkü.
Açıktır ki, kurumun ya da bir örgütün suçlandığı durumlarda suçlayandan teknik düzeyde belge, bilgi istenmesi, ipe un sermektir. Burada ayak izlerine bakılarak bu yapıp etmelerin büyük resimde ne tür sonuçlar doğurduğuna bakmak yeterlidir. Olayın örgüt üyeleri ya da sempatizanı kişiler tarafından yapıldığının ortaya çıkması, asıl failin örgüt olduğunu göstermesi bakımından yeterlidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder