16 Ocak 2016 Cumartesi

Salak Bildiri Dolayımında Kimlik Meselesi

Terör örgütü, artık nasıl bir fecaat ile karşı karşıya kaldı ise hayli kalabalık bir akademisyen kitlesi, kendini deşifre etmesi pahasına bir bildiri yayımlayarak devleti suçladı ve çatışmalara bir son vermesini istedi.
Akademisyen kimliğinin bildiriye bilimsel bir hava vermek suretiyle araç olarak kullanıldığı, bunun en başta bilim insanı kimliğine ihanet olduğu ortada. Ama neden teröriste destek olan söylem sahiplerini tutarlı ve adil olmaya çağıralımki?
Onlar seçimlerini yaptılar, dar gününde terör örgütüne destek oldular. Levazım sınıfının cepheye yardıma gelmesi, ordunun ne halde olduğu konusunda yeterli fikir vermez mi?
Bu listede yer alan şahıslar, devlet üniversitelerinden arındırılmalıdır.

Terör örgütüne dip yaptığı bir zamanda 'itibar' kazandırmak, moral vermek üzere kamikaze yapan bir grup gizli hain'in savcılar tarafından soruşturulmak üzere adliyeye getirilmesi ve ardından serbest bırakılması, hukuk tekniği bakımından rutin uygulamalardır. Sistem böyle kurulmuştur.
Yargı, bu soruşturmaları kendi inisiyatifiyle açmaktadır. Aksini iddia eden; yalan söylememeli, hikaye anlatmamalı, delilli konuşmalıdır.
Bu tip depresif söylemlerin, muhatap olana; söyleyenin tarafını netleştirmek bakımından ayıraç rolü görmek dışında bir değeri yoktur.

Bir de kimlik kullanma meselesi var. Kimlik, yeni karşılaştığımız duruma uyum sağlamak üzere geliştirdiğimiz davranışların tümüne verdiğimiz isim. Çocuğumuz olduğunda anne, baba oluruz, okula gittiğimizde öğrenci, işe girdiğimizde teknisyen vb. Her kimliği, 'durum' üzerinden kullandığımız için burada bir karışıklık çıkmamasına özen göstermeliyiz. Eşine, baba kimliği ile davranmak ya da patronuna öğretmen kimliği ile yaklaşmak, sağlıksızdır.
Akademisyen, makale yazdığında, kongreye katıldığında, ders verdiğinde vb bu kimliğini kullanır. Yoksa onun da kadın, erkek, çocuk, anne, baba kimliği vardır.
Terör örgütünü destekleyen bir bildiriye imza atıyorsan bunu nasıl başka kimliklerine yapamazsan akademisyen kimliği ile de yapamazsın, terörist ya da terör levazımcısı kimliği geliştirmişsin zaten, bununla böyle pislik işler yapmaya devam edersin.


Kimlik algısını reklam amaçlı kullanmak, kurnazlıktır, kullanan açısından avantaj (etki gücü) sağladığı için meşru da görülebilir. Ancak kimliğin eylemle örtüştüğünü kabul edecek olan iddia sahibi değil, söylemin muhatabı olan kitledir. Onlar kimliklerinin illüzyonu ile eylem ve söylemlerini kutsar ve meşrulaştırırken örneğin ben, ilgili şahısların terör levazımcısı bir başka ortak kimliğe de sahip olduklarını, (ortaya çıkardıkları metnin ruhundan anlayarak) iddia ediyor ve gayrimeşru görüyorum. Yani, kitlenin verili olanı ret etme ve dönüştürme hakkı var. Bu yazdıklarımız, okuyan için istediği her konuya uyarlanabilecek önemli bir bakış açısı sunuyor. Algıyı (tuzağı) fark ettirip büyüyü (illüzyonu) ortadan kaldırıyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sanatçının özgürlüğü

Yeteneklerini icra etmek, sanatçıyı günlük maişetini tedarikten alıkoyduğu için tarih boyunca sanat ve sanatçı, hamilik müessesine ihtiyaç d...