Mahfi Eğilmez’in neden Türkiye’deki kişibaşı milli gelirin,
dünya ortalamasının altında kaldığına dair kendi sayfasında yaptığı analizin
bir bakıma sonucu niteliğindeki saptamalarını vermek ve eleştirmek istedim.
"2010 yılından sonra başlayan bu düşüşün arkasında da bazı
şeyler var kuşkusuz. Bunlara da değinelim. (1) IMF’nin parasal desteği ve o desteğe bağlı gözetimi bitince ekonomi politikasında zayıflamalar başladı.
Belirsiz bir ifade, somut olarak işaret ettiği bir durum yok.
(2) AB ile tam üyelik müzakereleri iki tarafın da inancını kaybetmesiyle yüzeysel olarak sürdürülür hale gelince yabancı sermaye girişlerinin hızı kesildi.
Bunun neden sonuç ilişkisi ile ortaya konacak bir belge, analiz yok. Böyle buyurdu Zerdüşt.
(3) Özelleştirmelerden elde edilen gelirler azalmaya
başladı.
Yine matematik yok ancak bu özelleştirme niteliği itibariyle
yıllar boyunca azalacak bir kalemdir. Geçen seneki özelleştirme miktarı, 4
milyar USD’dir.
(4) Cari açığı daha fazla yükseltme imkânı kalmadı.
Ne demek bu? Altlıksız bir önerme. Yani cari açık, enerji
fiyatlarının küresel anlamda düşmesi gibi ithalatın parasal olarak artmasına
yol açan bir faktörün ortadan kalkması nedeniyle düşüyor olmasına rağmen -başka
her şeyden bağımsız olarak yükselebilme imkanı kalmadığı için mi düşüyor? Bu nasıl
bir ekonomik yorumdur?
(5) TL, dolar karşısında değer kaybetmeye başladı, böylece
bu kez iş tersine döndü ve GSYH ve kişi başına gelirimiz olduğundan daha hızlı
değer kaybıyla karşılaştı
Fiktif büyüme gibi fiktif büyüme azlığı sorunu. Teknik bir
gerekçe. Ekonomiyi iç ilişkileriyle değil sonuçları itibariyle etkileyen bir
durum.
(6) Yapısal reformları yapmadık. Bankacılık ve bütçe
reformlarının devamını getiremedik.
Bunlar, sakız gibi çiğnenen, içi boş, jenerik ifadeler. Henüz
pratik olarak neye tekabül ettikleri tarafımızca bilinmiyor. Açıklarlarsa biz de
öğrenmiş oluruz.
(7) Özel kesim ve hanehalklarının borçlanma sınırlarının
sonuna geldik, yeni borçlanmalar ancak eskilerini ödemeye yönelir oldu ve
dolayısıyla gelir yaratamaz hale geldi.
Burada artan kredi hacmi ile büyüme arasındaki görece
kuvvetli ilişkinin kredinin yeniden kullanımı nedeniyle zayıfladığı
vurgulanmakta. Bunun milli gelir artışının engellenmesinde ne kadarlık bir etki
doğurduğu konusuna hiç girmeyelim, milli gelir denkleminde üretim faktörlerinin
finansmanı konusu bağdaşık konular değil çünkü. Burada kredi kullanımının ne kadarlık bir büyüme yarattığına dair bir iddia var da ben mi göremiyorum. Yazının tamamına aşağıdaki linkten ulaşılabilir:
http://www.mahfiegilmez.com/2015/03/tl-ile-buyuduk-usd-ile-kuculduk.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder