12 Eylül 2013 Perşembe

Küçük Prens - 1


Yetişkinler için Küçük Prens - UZMAN
 
 “Merhaba’..” dedi adam, Küçük Prens’in iyice yaklaştığını görünce. Başında şapkası vardı.

“Merhaba…” dedi, Küçük Prens.

“Şapkanız başınızda ama sizi ışınlarıyla rahatsız edecek bir güneş göremiyorum.”

“İşim gereği takarım bu şapkayı…” dedi adam. “Şimdi de iş başındayım. Hatta işimin başındayım...”

“Sahi mi?” dedi Küçük Prens. “Siz hiç dinlenmez misiniz?”

“Dinlenirim tabii…” dedi adam. “Ama ben aktif dinlenme dediğim şeyi yaparım. Öyle miskinler gibi yatıp uzanmam dinlenirken. Uğraştığım işi bırakır bir başkasına geçerim. Uzmanım ben.”

Yine ömrünü heba eden şu tuhaf büyüklerden herhalde dedi, Küçük Prens içinden.

“Memnun oldum ama Uzman ne iş yapar bilmem ben…” dedi, Küçük Prens.

Büyüklerin bilmedikleri zaman yaptıkları gibi utanmış taklidi yapmadı. Bundan gücendi Uzman.

“Bilgi güçtür…”  dedi Küçük Prense. “Bilmen lazım. Bilmiyorsan öğrenmen lazım. Ama her şeyi bilemezsin. Öğrenmek için de yeterli vaktin yoktur çoğu zaman. O zaman da benim gibi bir bilene sorman lazım…”

“Oo..siz her şeyi biliyor musunuz” dedi Küçük Prens. Önemli biriyle karşı karşıya olmalıydı.

“Çoğu şeyi…” dedi Uzman. “Ama her şeyi değil. Haddimi bilirim ben. Sen dedi buraya bana danışmaya mı geldin. Uzmanların bir adı da danışmandır. Sor dilediğini bilemezsem yönlendiririm seni. Hem yaşın da küçük, para da almam senden, ama sebepsiz iyilik yapmam ben, ileride ödersin.. “

Küçüğün son söylediğini iyice anlamadığından kuşku duydu.

“Tecrubeme göre sebepsiz iyilik alan, bunun kıymetini bilmez dedi. Bilginin değerli olmasının bir boyutu da ona değeriyle orantılı bir bedel ödemendir.”

“Buraya özel bir nedenle gelmedim” dedi Küçük Prens. “Hele borçlanmaya hiç niyetim yok.”

“Böyle giderse sen de miskin olursun ama…” dedi Uzman. “Uğraştığın bir şeyler olmalı, hayatını anlamlandırmalısın…”

“Geziyorum ben…” dedi Küçük Prens. “Bu da bir uğraşıdır sanırım. Ama çözümünü bulamadığım bir sorunum yok.”

“Anlıyorum” dedi Uzman. “Sorumluluğun yok, tabii gezersin. Benim gezecek vaktim olmuyor. Gelişmeleri sıcağı sıcağına takip etmeli, kendimi güncel tutmalıyım. Müşterilerimi yanlış yönlendiririm yoksa. Sorumsuz biri değilim ben. “

Hesap yapmaktan etrafındaki yıldızların varlığını fark edememiş iş adamını aklına geldi Küçük Prensin. Sinirlendiği bir anda gıyabında Ona mantar demişti. Uzmanı bekleyen tehlikeyi gördü hemen…

“Siz kendiniz için bir şey yapmaz mısınız?”

“Bu işi kendim için yapıyorum” dedi Uzman. “Ücret alıyorum bunun için.”

“Yani iş dışında bir şey yapmaz mısınız” dedi Küçük Prens.

 “İş benim hayatım” dedi Uzman. “Sevdiğim bir şeyi yapıyorum.”

“O şapkayı hiç ters taktınız mı?”  diye sordu Küçük Prens.

“Hayır! ne münasebet, çözümün seramonik bir parçasıdır o. Aksesuarımdır benim. Neden ters takayım?” dedi Uzman.

“Rüzgarlı havalarda uçmasın diye…” dedi Küçük Prens. “Bütün çocuklar bilir bunu.”

“Çocukça işlerle ilgilenmem ben” dedi Uzman. “Bunu için pedagoji eğitimi almış başka Uzmanlar vardır. Onlar, çocukların bütün yaptıklarını bilirler dedi.”

“Çocuklar, hesaba sığmaz” dedi Küçük Prens. “Senin arkadaşların anlamaya çalışırlar belki ama asla tam olarak bilemezler.”

“Felsefe yapmaya çalışıyorsun” dedi Uzman. “Senin yaşına pek gitmez ama bu…”

“Bunu da nereden çıkarıyorsun?” dedi Küçük Prens.”Düşündüğümü söyledim yalnızca. İnsanlar hesaba sığar mı?”

“Tabi sığar…” dedi Uzman. “Hangi gezegende kaç kişi yaşıyor, ne ile beslenip hayatlarını sürdürüyorlar? Bütün bunlar hesap meselesidir.”

“Gezegende kaç çiçek olduğu da mı hesap meselesidir” dedi Küçük Prens.

“Elbette…” dedi Uzman. “Kaç çeşit çiçek vardır. Onları yiyen kaç cins hayvan vardır. Sayılar ve bağlantılar önemlidir.”

 “Kimse benim çiçeğim üzerinden hesap yapmaya kalkmasın” diye haykırdı, Küçük Prens.

Gezegeninde yalnız bıraktığı çiçeğinin bir an için bir tırtıl tarafından saldırıya uğramış olabileceği fikri gelmişti aklına. Hiddetini  bastırıp bu kötü düşünceyi uzaklaştırmalıydı aklından.

“Senin çiçeğinden kime ne?” dedi Uzman. “Çok nadir bulunan bir türden mi bahsediyorsun?”

Tipik bir yetişkin tavrıydı Uzmanın yaklaşımı.

“Benim çiçeğim…” dedi, “ dünyanın en güzel çiçeğidir. Onu ben suladım, rüzgara karşı korunsun diye onu ben kavanoz altına koydum. “

“Ne yaptığının ne önemi var küçük ?” dedi Uzman. “Bunlar, çiçekseverlerin yaptığı sıradan uygulamalardır. Çiçek bakımı ile ilgileniyorsan seni bir başka Uzmana yönlendireyim, benim ilgi alanıma girmiyor çünkü…”

“Çiçeklerin ruhundan anlar mı Uzmanınız?” dedi Küçük Prens.

“Çiçeklerin ruhu yoktur dedi Uzman. Ne tuhaf şeyler soruyorsun?”

“Hem çiçek Uzmanı  değilsiniz hem de çiçeklerin ruhu olmaz diyorsunuz. Meğer bilmediğiniz ne çok şey varmış? “

“Haddimi bilirim ben” dedi Uzman. “Daha önce de söylemiştim bunu. Ama her Uzman haddini bilmez. Ruh konusunu da bilmiyorum açıkçası. Aslında öyle sandığımı da belirtmeliydim. Özür dilerim bunun için. Raporlarımda özellikle seçici bir dil kullanırım…”

“Başkalarına bağımlı bir hayatınız var görünüyor. Sanki kendi hayatınız değil bu” dedi Küçük Prens.

“Evet başkalarının ihtiyaç duyduğu konularda çalışırım” dedi. “Ama bu Uzmanlara, serbest ve esnek bir çalışma zamanı bir  sağlar. Hem benim gibi kendi gezegeninde oturup iş yapmak imkanı kaç kişide var ki?”

“Ama siz meşgul iş adamları gibi etrafınızdaki yıldızların, batan güneşin, esmeyen rüzgarın bile farkında değilsiniz. Hep işinizin başındasınız. Bir hayatınız yok ki sizin serbest olasınız. Kendinizi güncel tutma adına hayatı ıskalamışsınız.”

“Bunu düşünmeliyim…” dedi Uzman.

“Bu kez kendiniz için bir çözüm üreteceksiniz gibi görünüyor…” dedi Küçük Prens. “Sanırım işleme değil değişime yönelik bir çalışma yapmanız gerekiyor.”

“Süreçleri atlayıp sonuca dair bir şey söylediğini fark ediyorum…” dedi Uzman. “Ama süreçler arasındaki ilişkilerin atlanmadan sonuca ulaşılmasının yararlı olduğunu, sonucun bu yönteme bağlı olarak kabullenildiğini söylerim hep müşterilerime. Buna benim de uymam gerek…”

Uzmanın kendisi ile ilgili olan konularda bile tarafsız kalmaya özen göstermesi hoşuna gitmişti Küçük Prensin.

“Sizi saygı ile selamlıyorum” dedi ayrılmadan önce. “Umarım kendiniz için en doğrusunu yaparsınız. Rüzgarlı havalarda şapkayı ters takmak çocuksulaştırır bütün yetişkinleri” dedi.

“Gidiyorsun sanırım” dedi Uzman. “Hoşça bak kendine.”

“Siz de hoşça kalın” dedi Küçük Prens.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sanatçının özgürlüğü

Yeteneklerini icra etmek, sanatçıyı günlük maişetini tedarikten alıkoyduğu için tarih boyunca sanat ve sanatçı, hamilik müessesine ihtiyaç d...