29 Haziran 2013 Cumartesi

"Hikayelerini bilmediklerimizdir, en çok düşman olduklarımız." Yalın ifade etmiş, Slavoj Zizek. Hatta şairane...

Paul Watzlawick de "Bilginin doğrudan sonucu atalettir." diyor. Ne kadar doğru. Bu yaşasın cehalet demek değil elbet... Ama bilgi, durağanlaştırır; haklı adam...

Allah, "Hakkında bilgi sahibi olmadığın şeyin ardına düşme. Şüphesiz kulak, göz ve kalp(gönül) yaptıklarından sorumlu tutulacaktır." diyor. Bir de "cevabından hoşlanmayacağın sorular sorma" diyor. -It is unnecessary to ask questions that might lead to answers you wouldn't like.-

Bunları bir yere bağlamayacağım. Okuyucunun ferasetine bırakıyorum.

"Edepli edebinden susar, edepsiz ben susturdum zanneder." Mevlana

27 Haziran 2013 Perşembe

Orospu Çocukları Hakkında

Orospu Çocuğu ifadesi, bugün yaygın olarak küfür maksatlı kullanılıyor: İtham edilen kişinin annesi, değersizleştirerek kişinin kendisinin de bundan dolayı değersiz olduğu ima ediliyor. Ne kadar yanlış ve hastalıklı bir düşünce.

Oysa gerçekte orospu çocuğu ifadesinde annenin pozisyonunu yargılamayıp aşan sosyolojik bir tespit/boyut var: Anne, eve ekmek getirmek için fuhuş yapıyor. Burada takılıp kalmak cidden psikolojik bir sorun. Kadından ne istiyorsun? Hayat zaten köşeye sıkıştırmış, belki başka seçenekler de var yapabileceği ama henüz kadın o aşamaya gelmemiş, bilmiyoruz. Bilsek de yargılamayacağız.

Tam bu sıra baba nerede? Toplum ortalamasında ataerkil özellikler devam etmekte olduğu için erkek (egemen) yargılanmaz, kadının üzerine gidilir: Ne adalet ve tutarlılık ama (!) Bu çelişkiyi görmeyen aklı kınıyorum.

O çocuk, yani annenin çocuğu, bildiğimiz anlamda aile terbiyesi alamaz. Sokakta büyür, hayatta kalmayı sağlayacak kodlar geliştirir. Aile terbiyesi sonucu edinilecek değerler ile sokağın çocuğa yüklediği değerler, hem farklı hem de -vektörel olarak- birbirine terstir. Sokağın yetiştirdiği çocukta hayatta kalma ve dolayısı ile kendi egosunu koruma eğilimleri öne çıkarken, aile terbiyesi alan bireyde kendini sınırlayan anlamda hak ve adalet kavramları öne çıkar.

Aile terbiyesi almamış, sınırlarını bilmeyen, sıraya girmeyen, trafikte kendisi yol vermediği halde başkasından olmadık konumlarda yol isteyen, başkasının hukukunu önemsemeyen herkes -annesini tenzih ederim-geniş/sosyolojik anlamda orospu çocuğudur.

----------------------------------------

Bu yazı yayımlandıktan uzun bir süre sonra 06.07.2014 tarihinde "siktir lan orospu çocuğu" ifadesinden ibaret bir "yorum" aldım. İçerik analizinden bağımsız olarak servis sağlayıcı bütün geri bildirimleri "yorum" olarak tasnif edip bildirdiğinden ben de teknik bir adlandırma ile "yorum" aldığımı beyan ediyorum. Yoksa biliyorsunuz, tam da anlattığım eylemin bir başka versiyonunu gerçekleştiren bir öznenin aile terbiyesi alamama sonucu orospu çocuğu konumuna düşmüş olması bana bir zarar vermiyor ama bir farkla: Bu şahsa hakkımı helal etmiyorum. Ahirete bu hakla da gideceğini bilsin.

20 Haziran 2013 Perşembe

Sözün Büyüsü - 1



Söz büyüdür. Söylenince hem muhatabı etkiler hem de -yeniden- söyleyeni. Kişinin kendi yalanına inanması bundandır. Bu büyü, kelime kurgusu, ses tonu, vurgular ve içerik yolu ile gerçekleşir. Bir çift söz, geride masalsı bir dünyadan kaotik bir kabusa kadar denetimsiz çeşitte algı yaratır. Hadiseyi içeriden yaşayanlar/özneler, genellikle oluşan algıların otomatik ve birebir olarak gerçeklik olduğunu düşünürler. Bu tespit içsel bir nitelik taşır: ancak farkındalığı yüksek bilge bireyler ile başkalarından uyarı alan özneler, varsayım kullandığını bilebilir. Algının gerçeklik sanılması, yeniden üretim/tekrar yolu ile pekişir, inanca dönüşür. İnançlarımızı sorgulayalım, ayıklayalım. Unutmayalım: La ilahe illallah.

Buna devam etmek istiyorum.

6 Ekim 2012 Cumartesi

18 yaşında seçilme hakkı

Başbakanın 18 yaşındaki gençlere seçilme vaadi, 6 Ekim 2012 günkü gazetelerde yer aldı. Başbakan, çok sık bu tür sürprizler yapmıyor ama hiç yapmıyor da değil. Bir önceki, hiçbir toplumsal talep olmadığı halde öğrenci harçlarının tek taraflı olarak kaldırılması olmuştu. Bu tür toplum açısından gider nitelikli uygulamaların ihdası, siyasi riskler ve toplumsal huzursuzluklar getirdiği için nedensiz ve zamansız bir şekilde kaldırılmasının popülizm dışında bir açıklamasını yapamıyorum.

Ancak insanın daha yeni sorumluluğunu aldığı, karakterinin bile henüz oturmadığı/değişken olduğu bir zaman diliminde, 18 yaşında bir insana seçilme imkanı vermenin demokrasi teorisi ve uygulaması bakımından anlamı nedir?

Üstelik tutuklu olduğu için propaganda yapma imkanı olmayan insanların, parti listelerinde ön sıralara yazılmak suretiyle milletvekili seçtirildiği uygulamaları, haklı olarak eleştiren birinin, kendi seçim listesinin ilk sıralarına 18 yaşındaki gençleri yazdırarak yaptığı, kendiyle çelişme değil midir? Partiye değil adaya oy verdiğimiz seçim sistemi düzenlemeleri yapılmadan bu tür toplumsal talebi/tabanı olmayan fantastik önerilerin Başbakandan gelmesi ilginç. Allah doğru yoldan ayırmasın. Amin.

8 Haziran 2012 Cuma

Yeni Müstahdem Paradigması

Ücretli çalışanların verili işleri yapmakla yetinerek, kendiliğinden üretken olmayı bir yaşam tarzı haline getirmedikleri sürece iş hayatında başarılı ve anlamlı bir yer edinmeleri mümkün değil. İnsan, emeği ile var olan, varlığını emeği ile dışa vurup anlam kazanan bir varlık.

Ey çalışanlar, istihdam edilenler, kendinizi istihdam edin, müstahdem olun! Yalnızca rutini vermek, insan haklarına aykırıdır. Kapasitenizi kullanmamaktaki ısrar ve inat, emeğin zayi edilmesinden dolayı haramdır.

14 Mayıs 2012 Pazartesi

HIZLI BALIK

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, "eskiden büyük balık küçük balığı yutardı artık, hızlı balık yavaş balığı yutuyor" dedi. Bakan, Türkiyenin son yıllardaki ekonomik başarısını girişimcilerimizin hızlı olması ile izah ediyor. Burada hız, siparişleri zamanında ve eksiksiz yetiştirme anlamının yanında yeniliklere açık olup değişimlere çabuk adaptasyon sağlamayı da ifade ediyor. Sayın Bakanı, zekasının çıktılarını bizimle paylaştığı için kutluyorum.

3 Mart 2012 Cumartesi

Sabahattin Kaplan'dan

Gel et,
Ruhum bakımsız dudaklarım meyve lekesi
Bir akkordur çocukluğum
Kanar ışığında yüreğim...

Murat Karayalçın

Gürkan Zengin ve Ekol tv'ye teşekkür ediyorum. Ankara BB ve SHP'nin eski başkanı Murat Karayalçın'la mülakat yaparak 'adam s...